Güncel

Bu tasarı cinsel istismarı önlemez

İHD İstanbul Şube Avukat Gülseren Yoleri şu görüşleri dile getirdi."Cinsel istismar da dahil hiçbir suçu, suçu yaratan nedenlere dokunmadan sadece cezasını ağırlaştırarak engelleyemezsiniz"dedi.

20 Nisan 2018 Saat: 10:23
Bu tasarı cinsel istismarı önlemez
Bu tasarı cinsel istismarı önlemez

9 Nisan’da TBMM Başkanlığı’na sunulan ve esas olarak saldırgana daha ağır cezalar öngören Türk Ceza Kanunu (TCK) ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda görüşülerek kabul edildi. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen basın toplantısında, tasarıya ilişkin açıklamalarda bulundu. Şube başkanı Avukat Gülseren Yoleri şu görüşleri dile getirdi.    

"Cinsel istismar da dahil hiçbir suçu, suçu yaratan nedenlere dokunmadan sadece cezasını ağırlaştırarak engelleyemezsiniz.

Tasarı incelendiğinde; daha uzun süreli hapis cezaları, saldırganın hormonlarını baskılayacak geçici önlemler alınması, devlet memurluğu ve çocuklara yakın olacağı işlerde çalıştırılmaması ile bu konudaki haberlere yayın yasağı görülüyor.

Bu güne kadar ağır cezalarla suç islenmesinin önüne geçilemediği bilinmesine rağmen kamuoyu ağır cezalarla oyalanmak isteniyor.

Cinsel istismara yol açan nedenlerin ve çocukları istismardan koruyacak mekanizmaların tamamen göz ardı edildiği bu süreçte ayrıca, cinsel istismar bir hastalık gibi gösterilerek tanımında da karmaşa yaratılmaya çalışılıyor.

Görünen o ki, bir kez daha amaç cinsel istismarı önlemek değil, istismar gerçekleştikten sonra failin daha ağır cezalandırılmasını vaat ederek toplumda oluşan tepkileri bastırmaktır.

Yayın yasağı cinsel istismarı önlemez sadece gizler

Tasarıda yer verilen yayın yasağının çocuğu korumaktan daha çok, bu tür olayların toplum tarafından bilinmesinin önüne geçmek amaçlı kullanılma ihtimali oldukça güçlü olup ve bu son derece kaygı vericidir.

Denilebilir ki; ağır cezaların çocukları cinsel istismardan koruyamayacağını bilenler, yayın yasakları ile vakaları kamuoyundan gizleme yoluna gidebilecek ve böylece kamuoyu tepkisini ve denetimini kontrol edebilecek, boşa düşürebileceklerdir.

Yayın yasakları, cinsel istismarın görünürlüğünü engelleyerek çocukların yalnız bırakılmalarına neden olabilecek, bu da cinsel istismarı teşvik edecektir. 

Cinsel İstismar hastalık değil şiddet içeren bir suçtur.

“Kastrasyon / Hadım” gibi hormon tedavisi öngören yaklaşımlar, suçluya hasta muamelesi yaparak onu korumak ve cezadan kurtarmanın ya da ceza indiriminden yararlanmasının kapısını aralamaktır.

2011 yılında yine bir kanun tasarısında gündeme gelen bu uygulama konusunda o zaman da altını çizdiğimiz kaygılar geçerliliğini korumaktadır.

İstismarcıya testosteron tedavisi öngörülmesi, suçun kişinin iradesini sakatlayan bir nedenle işlendiğinin kabulünü ve sonrasında da failin ceza ehliyetinin olmadığı savunusunu gündeme getirebilecektir.

Cinsel istismarı testosteron seviyesini ayarlayarak kontrol edebilme iddiası, istismarcı erkeği yüksek testosteronunun kurbanı, zavallı bir mağdur olarak gösterecek ve bu yolla cezadan tamamen kurtarma ya da indirimden yararlanmasına giden yolu açacaktır.

Nitekim; Türk Ceza Kanunu'nda ceza ehliyetini bir başka deyişle ceza verilmesini tamamen ya da kısmen ortadan kaldıran nedenleri düzenleyen 32. maddenin 2. fıkrası  

“ Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi beş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir " demektedir.” 

Tasarı;  taraf olduğumuz BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Koruma Kanununda yer alan “18 yaş altındaki herkes çocuktur” kuralını çiğnemektedir.

Tasarı ’da TCK 103. maddeye eklenen ağır cezalar söz konusu edilmiş ancak yasadaki 15 yaş altı ve 15 yaş üstü ayrımı korunmuştur. 

Akranlar arası vakalarda failin de çocuk olması nedeniyle çocuğun korunması kapsamında düzenlemeler yapılmalıdır. 

Failin çocuk olması durumunda, ceza verilirken ve ceza infazı sırasında çocuğun korunmasına dair önlemler alınmalıdır. 

Erkek sistemin açmazları, cinsel istismarı önlemede devleti durdurmamalıdır. 

Çocuğa yönelik cinsel istismarın nedenlerini ortadan kaldırmak devletin görevi olmasına rağmen, hükümetler kamuoyu tepkisini bastırmak için sık sık yasal değişikliklere giderek cezaları ağırlaştırmakla yetinmektedir.

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız