Çaresiz Değiliz Meclisleri, İstanbul’daki ulaşım zamlarını ve yoksulluğu protesto amacıyla Bakırköy’de bir eylem düzenledi.

“İnsanca yaşamak istiyoruz” sloganlarıyla Bakırköy Meydanı’na gelen kitle, “Ekonomik krizi yaratanların, iktidarın ve sermayedarların; her geçen gün sıradan halkın hayatını daha fazla yaşayamaz hale getirmesini çaresizlik içerisinde kabul etmemiz mümkün değil” diyerek basın açıklamasını okudu.

İlgili basın açıklaması şu şekilde.

“Toplumsal bir alt üst oluşun eşiğindeyiz”

“Basına ve Kamuoyuna;

Emekçiler, çalışanlar olarak içine itildiğimiz ekonomik krizin faturası her geçen daha fazla sırtımıza yıkılıyor. Bu krizi yaratanlar insanı, hayvanı, doğayı, kısaca her şeyi daha fazla kar ve rant hırslarına kurban eden sermaye sahipleri ve onların temsilciliğini yapan siyasal iktidardır. Krizin yaratıcıları, onun sonuçlarını emekçi halkın sırtına yıkıyor, faturayı bize ödetiyorlar.
Tüm zenginliği üreten, yaratan bizler en insani ihtiyaçlarımızı karşılayamaz noktaya düşürülmüş durumdayız. Bu durumu çaresizlik içinde kabullenmemiz isteniyor.
Ama artık yeter. Bıçak kemiğe dayandı.
Gıda ürünleri, doğalgaz, elektrik, su ve en son İstanbul’da ulaşıma yapılan yüzde 35’lik zamla birlikte artık hayatımız çekilmez noktaya getirilmiş durumdadır.
Merkezi yönetim, belediyeler içlerine düştüğü ekonomik açmazın faturasını halkın temel yaşamsal tüketim kalemlerine zam yaparak emekçilere, yoksullara, yani bizlere yüklüyorlar.
Nüfusun yarısından fazlası açlık, yoksulluk sınırı altında yaşamakta. İşsizlik almış başını gidiyor. Her 4 gençten biri işsiz. Çalışanların yarıdan fazlası ya hiçbir derde deva olmayan asgari ücretle ya da onun bile altında bir ücrete çalıştırılıyor. Güvencesizlik, geleceksizlik içine itilmiş durumdayız. Bütçesini bir türlü denkleştiremeyen, ay sonunu getiremeyen emekçilere, yoksul halka % 3,4’lük ücret artışını reva görenler , halkın temel ihtiyaçlarına yaptıkları %50’lere varan zamlarla emekçilerin yaşamını çekilmez hale getirmişlerdir. İşin içinden çıkamayıp topluca intihar yolunu seçen aile sayısı giderek artmaktadır. En son Hatay’da bir emekçi yurttaş, ailesinin ihtiyaçlarını karşılayamaz bir duruma düşürülmesine dayanamayıp kendini yakmıştır. Adeta toplumsal bir cinnetin eşiğindeyiz.
Sermaye ve onların temsilciliğini yapan siyasal iktidar emekçi halkın içine düştüğü bu dayanılmaz koşulların yaratıcısı, birinci elden sorumlusudur. Yaşadığımız şehirleri kar ve rant uğruna betona boğan, çevresine topladığı sermaye güçlerinin daha fazla kar elde etmesi için her türlü düzenlemeyi yapanlar halkın insanca yaşam hakkını elinden alanlardır. Sağlıklı beslenmek, uygun bir konutta yaşamak, ısınmak, eğitim, sağlık hizmetlerinden faydalanmak, kısaca insanca yaşamak herkesin hakkıdır.
Bugün bu hakkı yüksek sesle ifade edenler, onun için mücadele edenler susturulmaya çalışılıyor. Ülke sermaye için dikensiz gül bahçesine, emekçiler içinse çehenneme çevriliyor. Ülke ekonomisini kemiren savaş ve “çılgın rant” politikaları bu tabloyu daha da ağırlaştırıyor.
Toplumu cinnet noktasına getiren tüm zamlar geri çekilmelidir. İnsanca yaşam hakkının gereği olan düzenlemeler yapılmalıdır. Asgari ücret, emekli ayliklari, ülkede yaşayan her ailenin geliri insanca yaşayabilecekleri bir düzeye çıkarılmalıdır.
Bizler, bu ülkenin işçi ve emekçi milyonları, üretenleri olarak artık açlık ve yoksulluk içinde yaşamak istemiyoruz. Emeğimizin, alınterimizin karşılığını almak ve insanca bir yaşamak istiyoruz.
İnsanca bir yaşamın bize bahşedilmeyeceğini, onun ancak mücadeleyle kazanılacağını biliyoruz. Çaresiz değiliz. Birleşmiş bir halkı hiçbir gücün yenemeyeceğini biliyoruz.
Bunun tüm halkımızı Çaresiz Değiliz Meclislerinde hayat pahalılığına, işsizliğe, yoksulluğa karşı birlikte mücadeleye çağırıyoruz.”