Güncel

"İran'da zalim baskılara son verilmeli ve protestocuların ölümleri soruşturulmalı"

28 Aralık’tan beri, aralarında iki güvenlik görevlisinin de bulunduğu en az 22 kişinin öldürüldüğü resmi açıklamalarla doğrulandı.

8 Ocak 2018 Saat: 10:10
"İran'da zalim baskılara son verilmeli ve protestocuların ölümleri soruşturulmalı"
"İran'da zalim baskılara son verilmeli ve protestocuların ölümleri soruşturulmalı"

Geçen hafta İran’ın her yerine yayılan gösterilere yönelik baskıların yoğunlaşmasından duyulan endişler üzerine Uluslararası Af Örgütü bugün bir açıklama yayımlayarak, İran yetkililerinin barışçıl protesto hakkını güvence altına alması, güvenlik güçlerinin silahsız protestoculara yönelik ateşli silahları hukuk dışı biçimde kullandığına dair iddiaları soruşturması ve gözaltına alınan yüzlerce kişiyi işkence ve diğer kötü muameleden koruması gerektiğini söyledi.

Binlerce İranlının yoksulluk, yolsuzluk, siyasi baskılar ve otoriter yönetime karşı çıkmak üzere kitlesel olarak sokaklara çıkmaya başladığı 28 Aralık’tan beri, aralarında iki güvenlik görevlisinin de bulunduğu en az 22 kişinin öldürüldüğü resmi açıklamalarla doğrulandı.

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Araştırma ve Savunuculuk Direktörü Philip Luther, konu hakkında yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Güvenlik görevlilerinin kendilerini savunma hakkı ve halkın güvenliğini koruma yükümlülüğü var. Ancak güvenlik güçlerinin silahsız protestoculara yönelik ateşli silahlar kullandığına ilişkin iddialar son derece rahatsız edici ve uluslararası hukuk gereğince İran’ın taşıdığı insan hakları yükümlülüklerinin ihlali anlamına gelir.”

“İran hükümeti, öldürme ve diğer aşırı ya da gereksiz güç kullanımı iddialarına yönelik acilen etkin ve bağımsız soruşturma başlatarak, insan hakları ihlallerinden sorumlu olanların tümünü adalet önüne çıkarmalıdır.”

Çevik kuvvet ile diğer güvenlik güçlerinin protestoculara karşı askeri mühimmat kullanmak, protestocuları copla dövmek ve gösterileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanmak da dahil olmak üzere aşırı ve gereksiz güç kullandığını gösteren veya tarif eden video görüntüleriyle görgü tanıklarının ifadeleri sosyal medya ve medya kuruluşlarında yer aldı. Uluslararası Af Örgütü, video görüntülerini ya da görgü tanıklarının ifadelerini henüz doğrulayamadı.

Yüzlerce kişi işkence görme tehlikesi altında

Geçen yedi gün içinde binden fazla kişi tutuklanarak işkence ve diğer kötü muamele yapılmasıyla bilinen cezaevlerinde gözaltına alındı ve birçoğunun aileleri ile avukatlarına erişimi engellendi.

İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı’nın (HRANA) bildirdiğine göre yalnızca Tahran’da bulunan Evin cezaevinde yetkililer, 31 Aralık 2017 ile 1 Ocak 2018 tarihleri arasında en az 423 kişinin gözaltına alındığını kaydetti.

Gözaltına alınan yüzlerce kişiden birçoğunun, yaklaşık 180 kişilik kapasitesi bulunan Evin cezaevinin “karantina bölümünde” aşırı kalabalık bir ortamda tutulduğu düşünülüyor.

“Karantina bölümü,” gözaltına alınanların çoğunlukla tutuklandıktan kısa bir süre sonra getirildiği ve genel koğuşa nakledilmeden önce uyuşturucu veya bulaşıcı hastalık taşıyıp taşımadığına ilişkin kontrollerin yapıldığı yer. Gözaltına alınanların bazıları, cezaevinin Devrim Muhafızları ya da İstihbarat Bakanlığı tarafından yönetilen bölümlerine nakledildi.

“İran yetkililerinin barışçıl göstericilere yönelik kitlesel ve keyfi tutuklamalar yapmakla ilgili ürkütücü bir sicili var. Bugünlerde yapılan kitlesel tutuklamaların endişe verici boyutları düşünüldüğünde, büyük olasılıkla alıkoyulanların birçoğu keyfi şekilde gözaltına alınan barışçıl protestocular ve bu kişiler şu an tutukluları itiraf etmeye zorlamak ve muhalifleri cezalandırmak için temel yöntemin işkence olduğu cezaevlerinde çok kötü koşullar altında tutuluyor,” diyen Luther, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İran yetkilileri, sadece barışçıl şekilde gösterilere katılmak, eylemlere desteğini ifade etmek veya yetkilileri eleştirmek nedeniyle alıkonan herkesin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını güvence altına almalıdır. Gözaltına alınanların tümü işkence ve diğer kötü muameleden korunmalıdır.”

Gösterilerin birçoğunun barışçıl olduğu görülüyor, fakat bazı durumlarda protestocuların şiddete başvurduğu da oldu. Taş atmak, kasten yangın çıkarmak ve binalara, araçlara ve diğer mülklere zarar vermek de buna dahil.

Philip Luther, konuyla ilgili şunları söyledi: “Suç teşkil eden davranışlardan sorumlu olduğu düşünülen kişiler zaman kaybetmeden ceza gerektiren belirli bir suçu işlemek gerekçesiyle adil yargılamaya ilişkin uluslararası standartlara uygun bir şekilde yargılanmalı veya serbest bırakılmalıdır. Yasal durumları ve tam olarak nerede tutuldukları da acilen ailelerine bildirilmelidir.”

Yetkililer saldırgan söylemlerde bulunuyor

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin 30 Aralık 2017 Pazar günü yaptığı açıklamada protestocuların hükümeti eleştirme hakkı olduğu teminatını vermesine rağmen yetkililerin daha sonraki söylemleri, eylemlere yönelik  giderek daha zalimane şekilde karşılık vermeyi düşündükleri izlenimini yarattı.

1 Ocak’ta Yargı Erki Başkanı Sadık Laricani, “tüm savcılardan” “güçlü bir yaklaşım” sergilemelerini istedi.

2 Ocak’ta Tahran Devrim Mahkemesi Başkanı Musa Gazanfer Abadi, İçişleri Bakanlığı’nın protestoları yasadışı ilan ettiği ve protestolara katılmayı sürdürenlerin ağır cezalarla karşı karşıya kalacağı uyarısını yaptı. Abadi, protestoları düzenleyenlerin ve liderlik edenlerin “yabancı ülkelerin istihbarat birimleriyle bağlantılı oldukları ve onların amaçları doğrultusunda hareket ettikleri için” ölüm cezası gerektiren “Muharebe” yani “Allah’a savaş açmak” ile suçlanabileceği tehdidinde bulundu.

Aynı gün İran’ın dini lideri Seyyid Ali Hamaney, ülkenin “düşmanlarını” protestoları kışkırtmakla suçladı.

3 Ocak’ta İran İletişim ve Bilişim Teknolojileri Bakanı Muhammed Cevad Azeri Cehrumi, popüler sosyal mesajlaşma uygulaması Telegram’ın “terörist içerikleri” kaldırmayı kabul etmediği sürece engellenmeye devam edileceğini belirtti.

Telegram Genel Müdürü, protestoları barışçıl şekilde destekleyen kanalların kapatılması için yetkililerden gelen talebi reddettiklerini söyledi. Sosyal medya uygulaması Instagram da hala kapalı. Bakan Cehrumi, 31 Aralık’ta, o gün başlayan Telegram ve Instagram’a erişim engelinin geçici olacağını belirtti.

Yetkililerin saldırgan söylemine devlet destekli medya kuruluşları da katılarak protestocuların yüzlerini gösteren bir arananlar listesi yayımladı ve halkı bu kişileri tespit ederek yetkililere bildirmeye çağırdı.

“Protestoculara yönelik tehditlerin çoğalması ve internet üzerinde ifade özgürlüğü hakkına son günlerde getirilen aşırı derecede orantısız sınırlamalar, İran yetkililerinin muhalif sesleri ezmek için giderek daha sert taktiklere başvurabileceği korkularını artırıyor,” diyen Philip Luther, konuya ilişkin açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı:

“Barışçıl protesto bir haktır ve İran’da birçok kişi bu hakkı kullanmak istiyor. İran yetkilileri, baskı uygulamayı seçmek ve protestoculara dış güçlerin düzenlediği komploların parçası olmak gibi absürt suçlamalar yöneltmek yerine sivil, siyasi, ekonomik ve sosyal haklara saygı göstermeme konusunda kendi sicillerine dönüp bakmalıdır.”

Arka Plan

İran’ın en büyük ikinci şehri Meşhed’de başlayan protestolar, 28 Aralık 2017’den itibaren İran’ın her yerinde yaklaşık 40 şehre yayıldı.

Gösterilerde atılan sloganlarda – yoksulluk, yüksek işsizlik oranları, yolsuzluk ve eşitsizlik hakkındaki şikayetlerden siyasi mahkumların serbest bırakılması taleplerine, protestocuların “dini diktatörlük” olmakla suçladığı mevcut siyasi sistemi ve sistemin sözde Reformcu ve Gelenekçi gruplarını açıkça reddine varana kadar – ekonomik ve siyasi sorunlar dile getirildi.

İran’da bu ölçekte protestolar en son 2009’daki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yapılmıştı. O dönem yetkililerin eylemleri bastırmak için çok sert yöntemlere başvurması nedeniyle yüzden fazla gösterici öldürüldü, binlerce kişi ise keyfi şekilde tutuklandı, gözaltına alındı ve işkence ile diğer kötü muameleye maruz kaldı.

İran’ın da taraf devlet olduğu Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü haklarını savunur.

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız