İZMİR

Birleşik İşçi Kurultayı adına basın açıklamasını okuyan Deniz Dilli, “ Bugün, İşçi cinayetlerine karşı mücadele günü. Devrimci İşçi Duran Baysal’ı sonsuzluğa uğurladığımız gün. Sayfaları geriye çevirdiğimizde, 1989 yılında 4. Levent’te boya imalathanesinde gerçekleşen patlama sonucunda çöken 3 binaya ve burada ölen 12 işçi kardeşimize denk geliyoruz. Tarih 3 Mart 1992’ye geldiğinde Zonguldak Kozlu’da 263 maden işçisinin katledildiğini görüyoruz. Tarih sayfaları ilerledikçe işçi cinayetleri de artmakta, direniş günleri de. Duran, sınıf bilinci olan, mücadeleye benliğini katan bir devrimci işçiydi. 3 Mart 2016 yılında Diyarbakır’da bir cami şantiyesinde halatın kopması sebebiyle beton blok altında kalarak ölümsüzleşti”dedi.

"ZENGİNLİKLERİNE ZENGİNLİK KATIYORLAR"

2021 yılını geride bırakırken İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin açıkladığı verilere göre en az 2170 işçi yaşamını kaybettiğine dikkat çeken Dilli,  “Her geçen gün daha çok ölüyoruz. Sağlıksız, güvencesiz çalışmaya mahkûm ediliyoruz. Bizi tehdit eden sadece işçi cinayetleri değil maalesef. Artan ekonomik krizle birlikte daha çok yoksullaşıyor ve gelecek kaygısı çekiyoruz. Çocuklarını besleyemeyen anne ve babalar intihar ediyorlar. Hala nefes alıyoruz, kalbimiz atıyor ama gerçekten yaşıyor muyuz? En insani ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz. Bizi açlığa, sefalete mahkûm eden bu sistem bir avuç para babasının zenginliği üzerine yükseliyor. Bizler şantiyelerde, fabrikalarda, madenlerde, tersanelerde yok pahasına çalışıp, canımızdan olurken birileri zenginliklerine zenginlik katıyor”diye konuştu.

"DİRENİŞLER UMUT VERİYOR"

Bugün kapitalizmin bitmek tükenmek bilmeyen kar hırsına karşı isyan edenler sokakları, şantiyeleri, fabrikaları direniş alanlarına çevirmiş durumda olduğuna vurgu yapan Dilli,  2022 yılının iki ayını geride bırakırken, Gebze’de Farplas işçileri eylemlerine kararlılıkla devam ettiğini,  Eskişehir Kıraç Metal, Trendyol Hepsijet, scotty, yurtiçi kargo, sürat kargo, aras kargo), Çorap Fabrikası İşçileri, Alpin Çorap, Şimşek Çorap, NBG Çorap, Berr Çorap, ÇBN Çorap, Perm Çorap, Dilek Çorap gibi çok sayıda işçi eylemlerine ve direnişlerine dikkat çekti.  Dilli, “ Bu kadar direniş sürüyorken, işçi ve emekçiler sokaklarda iken bizce yapılması gereken Genel Grev, Genel Direniş şiarıyla süreci örgütlemek direniş hattını büyütmek bir zorunluluktur.” çağrısında bulundu.

"BİRLEŞİK EMEK CEPHESİNİ ÖRELİM"

Dilli konuşmasına şöyle devam etti: “Bizler biliyoruz ki, işçi cinayetlerini durdurmanın yegâne yolu işçi sınıfının örgütlü mücadelesinden geçmektedir. Kapitalizm çürümüştür. İnsanlığı da çürütmekte, yaşadığımız dünyayı yok etmektedir. Bu çürümeyi durdurmanın yolu Birleşik Emek Cephesi’nin örülmesinden geçmektedir. Bugün kadınlar mücadelenin lokomotifi olmuş durumdadır. Tacize, tecavüze, yok sayılmaya isyan etmiş, sokaklara taşmış durumdadır. Bulundukları her alana renklerini katmaktadırlar. Bugün öğrenciler eğitim sisteminin yarattığı karanlığı delmenin yollarını aramaktadır. Enes Kara’nın bıraktığı son mektupla yüzümüze çarpan gerçeklik, eğitim sisteminin geldiği son haldir. Ne üniversiteler gerçek anlamda üniversitedir ne eğitim sistemi bilimsel bir eğitim sistemidir. Devlet-tarikat-mafya ağının içine hapsolmuş bir eğitim sistemi vardır. Buradan çıkış özgür üniversiteleri kurmanın yollarını aramaktan geçmektedir. Boğaziçi’nden yükselen ses büyümektedir. Akademisyenler, üniversite çalışanları ve öğrenciler bir bütün olarak özgür üniversiteleri talep etmelidir. Öğrenciler direnen işçilerin yanında olmak zorundadır. Direniş bir bütündür”

Dilli konuşmasının sonunda, iktidarı emekçiler tarafından ele almanın Birleşik Emek Cephesi’ni örgütlemekten geçtiğini vurguladı.

Açıklama, Duran Yoldaş Kavgamızda Yaşıyor!, Devrim Kahramanları Ölümsüzdür! Sloganları ile son buldu.