Eğitim Sen Kadıköy 2 No’lu Şübe düzenlediği toplantıda, Vakıf ve Derneklerle yapılan protokollerin derhal iptal edilmesini, eğitim sisteminin laik, bilimsel ve demokratik bir temelde yapılandırılmasını istedi.
NECDET ÖZSAYGIN
Yapılan açıklamada şu görüşlere yer verdi:
Öncelikle 2020 yılının bu ilk günlerinde eğitim alanında yaşanan olumsuzluklarla kamuoyunun önüne çıkmaktan üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz. Ancak hemen hemen her gün eğim alanında olumsuz uygulamalar sonucu olumsuz haberlere tanıklık oluyoruz.
Son günlerde eğitim alanında ülkemizin dört bir yanından maalesef ayrımcı, düşmanlaştırıcı politikaların sonucu olumsuz haberler gelmeye devam ediyor. Eğitim sistemi özellikle son 18 yıldır iyiden iyiye gerici, cinsiyetçi ve piyasacı bir karaktere bürünmüştür. Bunun sonuçlarını bugünlerde daha açık bir şekilde üzülerek gözlemliyoruz. İşte; bütün uyarılarımıza kulaklarını tıkayanların, görevlerini yapmayanların inşa ettikleri “Yeni Türkiye” ve eğitim sisteminden kesitler.
Gerici yurtlarda öğrencilerimize tecavüze seslerini çıkarmayanlar Van’ın Çatak ilçesinde doğum günü kutlamak amacıyla iki öğretmenin birbirine sarılmasını “suç” görerek ceza verebiliyorlar.
Üsküdar, Ümraniye Sancaktepe ilçelerinde milli eğitim müdürlüklerinin oluruyla “Ufukta Bilim Var” diyerek sadece erkek öğrencilere yönelik cins ayrımcı projeler yürütebiliyorlar.
Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığı protokolle geniş imkanlar kazanan Tügva Beykoz’da okullarda 31 Aralık günü yılbaşı kutlamalarını bahane ederek, insanlarımızın yıllardır yaptıkları yılbaşı kutlamalarını kriminalize etmeye çalışmış, insanların yasam tarzı ve inançlarını hedef alan alternatif etkinlikler adı altında insanları ötekileştirme çalışması yürütülmüş, üstelik bu faaliyeti ilçe milli eğitim müdürlüğü ve okul idarelerinin desteği ve çabası ile yürütmüştür. Yapılan faaliyet esas itibariyle anayasanın güvence altına aldığı inanç ve vicdan hürriyetine saldırı niteliğindedir. Kaldı ki laik ilkesi güvence altına alınmış bir ülkenin okullarında bunun yapılmış olması asıl hedefin ne olduğunu göstermektedir.
Ve bütün bunları yapan zihniyet öğretmenlere “Görgü” kuralları öğretme cüretini kendinde görebiliyor. Yalanın, talanın ayyuka çıktığı bir dönemde Ümraniye Belediyesi’nin kendine vazife edindiği öğretmenlere görgü kurallarını öğretme cüreti en hafif tabir ile eğitim emekçilerine hakarettir.
Açıkça görülüyor ki bu uygulamaların yaygınlaştırılması ve yerleştirilmesi amacı için birçok vakıf ve dernek kullanılmaktadır. Yapılan bu faaliyetler vakıflar eli ile eğitimin nasıl şekillendirilmek istendiğinin somut bir örneğidir.
2015’ten itibaren dernek, vakıf ve cemaatlerin MEB’in işlevini üstlenen içeriğinin öne çıkartılarak protokoller kapsamında;
Eğitimcilerin bu olanları kabul etmemiz mümkün değildir.
Eğitim Sen İstanbul 2 Nolu Şube olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Önder İmam Hatipliler Derneği arasında imzalanan protokolün iptali için açtığımız dava İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün protokol metnini söz konusu derneğin üçüncü taraflara verilmesini istememesi nedeniyle ilerlemezken, bilgi edinme kanunu kapsamında talep ettiğimiz protokol metnine ulaşmak için de ayrıca açmış olduğumuz davayı kazandık. İdare Mahkemesi İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü bu konuda mahkum etmiştir.
Geçmişte olduğu gibi bugün de gelecekte de bütün haksızlıkların ve usulsüzlüklerin takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşıyor,Eğitim alanındaki bu koyu gericiliğe karşı yol arkadaşlarımızı ve aydınlık bir yaşamdan yana olan herkesi bir birine daha sıkı sarılmaya davet ediyoruz.