Güncel

Gözaltında kaybedilen oğlunun ağzından kendine mektup yazdı

Evlat acısı ile yüreği dağlanan Cumartesi Annesi Hanife Yıldız, bugün oğlu yanında olsaydı 50 yaşına girecekti ve oğlunun ağzından kendine hitaben bir mektup yazdı. Bu mektubu bize de gönderdi.

27 Temmuz 2025 Saat: 22:22
Gözaltında kaybedilen oğlunun ağzından kendine mektup yazdı
Gözaltında kaybedilen oğlunun ağzından kendine mektup yazdı

TÜRKER DEMİRCİ


Cumartesi Annelerinden Hanife Yıldız, 23 şubat 1995 yılında gözaltına alınan ve  denize atladı kayboldu denilerek kaybedilen oğlu Murat Yıldız’ın akıbetini öğrenmek, sorumlulardan hesap sorulmasını sağlamak için 30 yıldır mücadele ediyor ve  gözaltında kayıpların hafıza meydanı olarak da anılan Galatasaray meydanını mekan tuttu.

Gözaltılar, işkenceler ve baskılar Hanife Yıldız’ı yıldırmadı ama hala meydanlarda devrimci genç Murat Yıldız için adalet arıyor.

Evlat acısı ile yüreği dağlanan Cumartesi Annesi Hanife Yıldız, bugün oğlu yanında olsaydı 50 yaşına girecekti ve oğlunun ağzından kendine hitaben bir mektup yazdı. Bu mektubu bize de gönderdi. Daha önce de oğlu Murat’a kendi duygularını anlatan bir mektup yazmıştı.

Murat Yıldız’ın ağzından kendi kendine yazdığı mektuba geçmeden önce Murat Yıldız’ın gözaltında kaybediliş öyküsüne bakalım.

Hanife Yıldız Cumartesi Anneleri ile birlikte

MURAT YILDIZ NASIL KAYBEDİLDİ?

19 yaşındaki Murat Yıldız İzmir'de annesi ile birlikte yaşıyordu. İddiaya göre Bir kafede otururken silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başladı.

Annesi Hanife Yıldız'ı karakola götüren polisler 'Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak' dedi. Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi'ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi'ye teslim oldu.

Aradan üç gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı. Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.

Anne Hanife Yıldız’ın 'Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu. Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?' itirazı boşlukta kaldı. Murat’tan bir daha haber alınamadı. Hanife Yıldız, Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurdu. Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, beş yıl süren yargılama sonucunda Murat Yıldız'ın feribottan atladığını gören tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas aldı ve onlara yalnızca 'görevi ihmal'den cezası verdi.

İHD avukatı Gülseren Yoleri 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak Murat Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep etti. Açılan soruşturma iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. Takipsizlik kararına yapılan itiraz da reddedildi. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldı.

Murat Yıldız'ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili yürütülen adli süreç maddi gerçeği açığa çıkarmadı, faillerin cezalandırılmasını sağlamadı. Mahkemenin verdiği karar yaşam hakkını koruyan ulusal ve uluslararası hukukun ihlali suretiyle verildi. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi dosyada devam eden ihlali ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunu açmalıdır.

MURAT’IN AĞZINDAN KENDİNE YAZDIĞI MEKTUP

“GÖZLEME GÖZLEME

Ne olur yollara bakıp bakıpta gelirim diyede bekleme gelemem annem. Boş boş bakma gelemiyorum, yolları gözleme.Yazık ettin gözlerine.Hiç mi akıllanmadın, inanmışsın zalimlerin sözlerine birgün gelir diye otuz yıl oldu.  Yazıyorsun, halende yollarımı gözlüyorsun. Murat neredeki gelsin. Anam ara araki bulasın.Artık öğrenmiş olmalısın gözaltında  kayıp edilenlerden kim gelmişki, oğlunda dönsünde sana gelsin.O zalimlerin seni kandırdıkları o birgün çoktan geçti, haftalar aylar yıllar olmuş ben yokum, yollarda yok gelemem.Anam boşa ben gelirim diye umutlanma, kanatları kırık kuş oldum, kaçamam kaçıpta sana gelemem.Sende bilemedin bende bilemedim,o zalimler senide beni de böyle kandırdı.Tuzak kurdular, avladılar sende gözler gözlerde yolmu bekliyorsun.Ana benim sana gelecek, yolu da görecek gözümde yok ki gelemem, yolları gözlemeyi bırak.Sor ben sizlere getirdim, zalimler ne yaptınız yavrumu, bana geri getirin nerede diye.Onlarda yalan çok oğlun kaçtı demişler.Senaryo çoktan yazılmış, sanada savcıya da verilmiş.Hadi sen inandın da adaletin başında duran savcıya ne demeli, nasıl inanmış sormalı. Kayıp edilen Murat Soruyor: Ben neredeyim.”

Fotoğraf açıklaması yok.

Cumartesi Anneleri’nin, herkesin ona seslendiği sekliyle Hanife Annesi, ‘bayram gelmiş neyime’ diyerek, gözaltında kaybedilen 19 yaşındaki oğlu Murat Yıldız’ bir mektup kaleme almıştı. Mektubun her satırı bir annenin acısını, hüznünü, öfkesini yüreklere işliyor. O gün bugündür ne gözyaşı dindi, ne boyun eğdi, ne kimseye yalvardı ne de alanları terketti. Dile kolay bir evlat peşinde 30 yıl. Galatasaray Meydanı Hanife annenin ONUR meydanı oldu.Adalet çığlıkları devam ediyor.

Hanife Yıldız oğluna şöyle seslenmişti:

“Sen yirmi yedi yıldır doğduğun ayı, günü hatırlamıyorsun. Ben senin yokluğunla bunların hepsini yaşıyorum, biliyorum. Sevinmem, kucaklayarak iyi ki doğdun demem gerekirken; canım oğlum, doğum gününü aynı acıyla hasretle yasla geçiriyorum. Sensiz yaşayacağıma keşke aynı gün beni de seninle birlikte kayıp etseydi de senin acını, hasretini yasını bunca yıl böyle sensiz yaşamasaydım.

Sen nereden bileceksin, ayrıldığımız o günden bugüne kadar acının acısı bende, sancısı hiç çıkmadı yüreğimde. Oğul ne oldu sana emeklerin boşa gitti. Ölüm ne ki, benim için en kolay. Ya sensiz doğum günlerini hatırlamak? Sensiz bana zulüm, bir de utanmadan beni gözaltına alıp da ne istiyorsun demeleri yok mu? Yaşlıysan git evinde otur… Bu zulüm değil de nedir. Yeter diyorlar, “Artık olan olmuş bizler unuttuk sen de unut.” İşte oğul, acım daha da tazeleniyor ben kimlere güvenmişim. Oğlumu bu zalimlerin karakoluna götürmüşüm. Kafamı duvarlara vurasım geliyor, karşımdaki zalimler sevinmesinler diye direniyorum. İçim yana yana öyleyse getirmeseydin sen de bizim kadar suçlusun ben sensizliğin cezasını çekiyorum. Seni kayıp edenler cezasız, aileleri ile yaşayıp gidiyorlar seni de beni de hatırlatmasam tanımıyorlar. Unutmayacağım, unutmayacağım. Ta ki seninle buluşacağım güne kadar.”

Hanife Yıldız. Cumartesi Annesi.Galatasaray Meydanını mekanı oldu.30 yıldır gözaltında kaybedilen Murat Yıldız için mücadele veriyor. Evlat acısını direnişle, bir de yazdığı mektuplarla dindirmeye çalışıyor! 

Onun  öyküsüde  tüm gözaltında kaybedilenlerin öyküsü, acısı da Cumartesi annelerinin ortak acısı…

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız