Güncel

"İranlı Ramin Hüseyin Penahi'nin ölüm cezasının uygulanması durdurulsun"

" Ölüm cezası, yaşam hakkının ihlalidir ve en acımasız, insanlık dışı ve alçaltıcı cezadır."

27 Haziran 2018 Saat: 00:19
"İranlı Ramin Hüseyin Penahi'nin ölüm cezasının uygulanması durdurulsun"
"İranlı Ramin Hüseyin Penahi'nin ölüm cezasının uygulanması durdurulsun"

Uluslar arası Af Örgütü, İranlı Ramin Hüseyin Penahi'nin ölüm cezasının uygulanmasının durdurulması için kampanya başlatı.

UAÖ tarafından yapılan çağrıda şöyle denildi:

İranlı Kürt mahkum Ramin Hüseyin Penahi’ye Ocak 2018’de verilen ölüm cezası her an uygulanabilir. Ceza Uygulama Dairesi, Penahi’ye verilen ölüm cezasının Ramazan ayı bittikten hemen sonra 15 Haziran’da uygulanacağını söyledi. Penahi, hiçbir şekilde adil olmayan bir yargılama sonrasında suçlu bulunmuş ve ölüm cezasına mahkum edilmişti.

Ramin Hüseyin Penahi’nin avukatı 17 Mayıs’ta ölüm cezasının uygulanması için Penahi’nin dosyasının Kürdistan eyaletine bağlı Senendec’teki Dört No’lu Ceza Uygulama Dairesine iletildiğini öğrendi. Cezaevi yetkilileri 19 Mayıs’ta Ramin Hüseyin Penahi’ye ölüm cezasının Ramazan ayı bittikten hemen sonra 15 Haziran’da uygulanacağını söyledi. Daha önce, Penahi’ye verilen ölüm cezasının 3 Mayıs’ta infaz edilmesi planlanmıştı ve Penahi cezanın infazına hazırlanması için tecritte tutulmuştu. Ancak kamuoyunun tepkisi üzerine yetkililer cezanın infazını erteledi ve Penahi’yi cezaevinin genel koğuşuna geri gönderdi.

İran’ın Kürt azınlığına mensup 22 yaşındaki Ramin Hüseyin Penahi, 16 Ocak’ta bir saatten daha kısa süren ve hiçbir şekilde adil olmayan bir yargılama sonrasında suçlu bulundu ve ölüm cezasına mahkum edildi. Uluslararası Af Örgütü’ne konuşan ailesi, Penahi’nin Senendec’teki Devrim Mahkemesi’ne çıktığında vücudunda işkence izleri taşıdığını, ancak Penahi’nin suçunu “itiraf” etmeye zorlandığı iddialarına yönelik mahkemenin soruşturma emri vermediğini söyledi. Avukatının bildirdiğine göre mahkeme, Penahi’yi yasaklı Kürt muhalif grup Komala’ya üyeliği nedeniyle “devlete karşı silahlanmak” ile suçlu buldu ve ölüm cezasına mahkum etti. Uluslararası hukuk gereğince ölüm cezasına yalnızca “en ağır suçlar” söz konusu olduğunda başvurulabilir, fakat Penahi’nin “en ağır suçlar” kapsamına giren ve ölüm cezası verilmesi için gerekli alt sınır olan kasten öldürme faaliyetleriyle bağlantılı olduğuna ilişkin hiçbir kanıt sunulmadı. Tutuklanması ile duruşmaya çıkarılması arasında geçen sürede Penahi’nin avukatıyla görüşmesine yalnızca bir kez izin verildi. Kısa süreliğine izin verilen bu görüşme, istihbarat yetkililerinin de bulunduğu bir ortamda yapıldı. Yüksek Mahkeme mahkumiyet kararını ve ölüm cezasını Mart 2018’de onadı.

Ramin Hüseyin Penahi ilk kez 23 Haziran 2017’de tutuklandı. Tutuklandıktan sonra dört ay zorla kaybedildi. Penahi’nin anlatımına göre bu sürede ve onu takip eden iki aylık tecrit döneminde İstihbarat Bakanlığı ve Devrim Muhafızları yetkilileri, kablolarla dövmek, midesine tekme ve yumruk atmak ve başını duvarlara vurmak da dahil olmak üzere kendisine defalarca işkence uyguladı. Ayrıca yetkililer, tutuklandığı sırada vurulan Penahi’nin aldığı yaralar için yeterli tıbbi tedaviyi görmesine de kasten izin vermedi.

Hemen İran yetkililerine çağrıda bulunun:

  • Ramin Hüseyin Penahi’ye verilen ölüm cezasının infazına ilişkin planlar derhal durdurulmalıdır;
  • Penahi için verilen mahkumiyet kararı ile ölüm cezasının bozulması, yeterli kanıt olmaması halinde serbest bırakılması, bu kanıtların tanımlı bir suç yöneltmek üzere işkence ve kötü muamele uygulayarak elde edilmemiş olması ve ölüm cezasına başvurulmaksızın adil yargı önüne çıkarılması güvence altına alınmalıdır;
  • Penahi’nin zorla kaybedilmesi, uzun süre tecritte tutulması ve işkence ile diğer kötü muamele iddialarına yönelik bağımsız ve tarafsız soruşturmalar derhal başlatılmalı ve sorumluluğu bulunan herkes adil yargılamalarla adalet önüne çıkarılmalıdır.

EK BİLGİ

İslami Ceza Kanununun 287. Maddesi şöyle belirtiyor: “İran İslam Cumhuriyeti’nin temellerine karşı silahlanan her grup ‘bagi’ kabul edilir ve silah kullanımına başvurulması durumunda grubun üyeleri ölüm cezasına mahkum edilir.” Ancak 288. Madde, grubun üyelerinin silah kullanmadan önce tutuklanmaları halinde hapis cezasına mahkum edileceklerini kaydediyor. Uluslararası Af Örgütü, Ramin Hüseyin Penahi’nin hangi koşullarda tutuklandığına dair net bilgilere sahip değil. Komala başlangıçta bir açıklama yayımlayarak Penahi ve diğer üç Komala üyesinin Devrim Muhafızları ile Senendec’teki Şalman mahallesinde silahlı çatışmaya girdiklerini belirtmişti. Komala, 1980’lerden beri İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı silahlı faaliyetler yürüten silahlı bir Kürt muhalif grup. Söz konusu olay esnasında Ramin Hüseyin Penahi ağır yaralandı ve diğer üç erkek vurularak öldürüldü. Fakat Ramin Hüseyin Penahi ve avukatı başından beri yalnızca Devrim Muhafızlarının ateş açtığını söylüyor. Bu iddia, İstihbarat Bakanlığı ile bağlantılı bir medya kuruluşu olan Akam News isimli haber ajansının 17 Temmuz 2017’de yayınladığı bir raporla da destekleniyor. Rapora göre Devrim Muhafızları grubu pusuya düşürdü ve üzerlerine ateş açtı, grup ise herhangi bir karşılık veremedi. 23 Haziran 2017’de yayınlanan resmi bir açıklamada ise Devrim Muhafızları olay esnasında herhangi bir yara almadı.

Ramin Hüseyin Penahi, tutuklandığı 23 Haziran 2017’den Senendec Merkez Cezaevine sevk edildiği 9 Ocak 2018’e kadar Devrim Muhafızları ile İstihbarat Bakanlığı’nın yönetimindeki gözaltı merkezlerinde tecritte tutuldu. Zorla kaybedildiği dört ay boyunca Penahi’nin yaşlı anne ve babası, hepsi de Kürdistan eyaletinde yer alan Senendec ve Gurve şehirleri ile Dehgolan köyündeki çeşitli devlet dairelerini ziyaret ederek Penahi’nin yerini bulmak için çabaladıklarını, ancak yetkililerin Penahi’nin akıbeti veya nerede olduğuyla ilgili bilgi vermeyi reddettiğini ifade etti. Aksine, yetkililer oğullarının “terörist” olduğunu söyleyerek Penahi’nin anne ve babasını tehdit etti ve onlara hakaret etti. 31 Ekim 2017’de İstihbarat Bakanlığı’nın Senendec şubesi Ramin Hüseyin Penahi’nin annesi ile iletişime geçerek Senendec’teki otobüs terminaline gitmesini istedi. İstihbarat Bakanlığı yetkilileri Penahi’nin annesini otobüs terminalinden alarak oğluyla buluşturmak üzere bilinmeyen bir yere götürdü. Annesi istihbarat yetkililerinin başlangıçta ailenin ziyaretinin fotoğraf ve videolarını çekmek istediğini, ancak Ramin Hüseyin Penahi’nin itiraz etmesi üzerine kameraları kaldırdıklarını söyledi. Ailesi ayrıca İstihbarat Bakanlığı yetkililerinin farklı zamanlarda Penahi’yi cezaevinde ziyaret ettiğini ve televizyon yayınında Kürt muhalif grup hakkında “teröristler” diyerek “itiraflarda” bulunmayı kabul etiği takdirde ölüm cezasının hafifletilerek hapis cezasına çevrilebileceğini söylediklerini anlattı. Ramin Hüseyin Penahi’nin 23 Haziran 2017’de tutuklanmasından birkaç saat sonra Devrim Muhafızları anne ve babasının yaşadığı eve baskın düzenledi ve erkek kardeşi Afşin Hüseyin Penahi’yi tutukladı. 24 Haziran’da eve tekrar baskın düzenlediler ve ailenin diğer üç üyesini daha tutukladılar: Ahmet Hüseyin Penahi (kız kardeşinin eşi), Zübeyir Hüseyin Penahi (uzak bir akrabası) ve Enver Hüseyin Penahi (kuzeni). Uluslararası Af Örgütü’nün edindiği bilgiler, bu erkeklerin hiçbirinin silahlı çatışmaya girmediğine ve açıkça intikam alma amacıyla tutuklandığına işaret ediyor. Ekim 2017’de sekiz buçuk yıl hapis cezasına mahkum edilen Afşin Hüseyin Penahi, aldığı ceza nedeniyle şu an Senendec Merkez Cezaevinde. Ahmet Hüseyin Penahi beş, Zübeyir Hüseyin Penahi ise altı yıl hapis cezasına mahkum edildi. Hepsi de Komala ile ilişkileriyle bağlantılı olarak ulusal güvenlik suçlarından mahkum edildi. Ahmet Hüseyin Penahi, cezaevine götürülmek üzere 1 Mayıs’ta tutuklandı. Zübeyir Hüseyin Penahi’ye ise henüz resmi bir emir ulaşmadı.

İran’ın da imzaladığı Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi gereğince yargı önüne çıkartılan herkesin adil yargılanma hakkı vardır. Ölüm cezasının tersine çevrilemez niteliği göz önünde bulundurulduğunda uluslararası insan hakları hukuku, ölüm cezası verilebilecek davalardaki yargılamaların adil yargılanma hakkını koruyan ilgili bütün uluslararası standartları gözetmesini gerektirir. Uluslararası Af Örgütü, suçun niteliği, failin özellikleri ya da devletin mahkumu öldürmek için kullandığı yöntem her ne olursa olsun istisnasız tüm davalarda ölüm cezasına karşı çıkıyor. Ölüm cezası, yaşam hakkının ihlalidir ve en acımasız, insanlık dışı ve alçaltıcı cezadır.

 

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız