İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 2019 yılındaki iş cinayetleri raporunu Süreyya Operası önünde yaptığı basın açıklamasıyla duyurdu. 2019 yılında "en az" 1736 işçinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
NECDET ÖZSAYGIN
İSİG Meclisi, 2019 yılındaki iş cinayetleri raporunu, Süreyya Operası önünde yaptığı bir basın açıklamasıyla duyurdu. Saat 14.00’da başlayan basın açıklamasında sık sık “Yaşamak için direneceğiz”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz” sloganları atıldı.
“İş yerlerinde açıkça bir savaş var”
Basın açıklaması öncesi yapılan konuşmalarda söz alan İSİG Meclisi’nden Murat Çakır, patronların işçi sağlığı ve işçi güvenliği önlemlerini zaten almadığını, yaşanan ekonomik krizle birlikte bu durumun iyice gözardı edildiğini belirtti. Çocuk, kadın, emekli ve göçmen işçilerin karşılaştığı durumlara dikkat çeken Çakır, iş yerlerinde açıkça bir savaş yaşandığını ve bu savaşın tek mağdurunun işçiler olduğunu söyledi.
“İş cinayetleriyle mücadelenin yolu, örgütlü ve sendikalı olmaktır”
Daha sonra söz alan DİSK’ten örgütlenme sekreteri Kanber Saygılı “On yıllardır fabrikalarda, işletmelerde, tersanelerde, işçi havzalarında iş cinayetlerine karşı, meslek hastalıklarına karşı mücadele yürütüyoruz. Bu mücadele neticesinde en azından iş cinayetlerini görünür kılmayı başardık. Ancak patronlar hala işçi sağlığı ve iş güvenliği sorununu, maliyeti arttıran gereksiz masraf olarak görmeye devam ediyor. Hükümet, patronların bu tavrı karşısında sessiz sedasız hatta ve hatta onların bu durumunu güçlendiren bir tavır takınıyor” ifadelerini kullandı.
17 yıllık AKP iktidarı boyunca 25 bine yakın işçinin iş cinayetlerinde katledildiğini belirten Saygılı, patronlardan hiçbirisinin yargılanmadığını buna karşı mücadele etmenin yolunun örgütlü ve sendikalı olmaktan geçtiğini söyledi.
“Ölümüne değil, insanca yaşamak için çalışmak istiyoruz”
Söz alanlardan HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, işçi cinayetlerinin geldiği durumun bir süredir İSİG Meclisi tarafından düzenli olarak kamuoyuna sunulduğunu belirtti ve “Yapmamız gereken bu rakamları burada yakınarak anlatmak değil, işçilerin neden ve nasıl ölüme gönderildiğini aktarmak değil, bunun için mücadeleyi nasıl büyüteceğimizi tartışmak olmalıdır. İşçi cinayetlerinin artık kabul edilebilir bir yanı yok. Tıpkı kadın cinayetlerinin, tıpkı çocuklara saldırıların, tıpkı yoksulluğun ve sefaletin kabul edilebilir bir yanı olmadığı gibi. İktidar ve patronlar, işçiye sadece ölüm ve sefalet arasında bir hayat sunuyorlar” dedi.
Artık ölümüne değil insanca yaşamak için çalışmak istediklerini belirten Piroğlu, bunun için ortak bir mücadeleyi büyüteceklerini ve bunu durduracaklarını söyleyerek sözlerini sonlandırdı.
Üsküdar Belediyesi işçilerinden Ercan Yılmaz da söz alarak, intihar eden arkadaşları Recep Kılıç’ı andıktan sonra bu intiharların da iş cinayeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
“İşçi sınıfı bu şartlarda çalıştırılırsa ölüm kaçınılmazdır!”
Basın açıklamasını, İstanbul İSİG Meclisi üyesi Avukat Onur Deniz okudu. Açıklamada, %79’u ulusal ve yerel basından, %21’inin ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, iş yeri hekimleri ve sendikalardan edindikleri bilgilere dayanarak tespit edildiği kadarıyla 2019 yılında en az 1736 işçinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
Rapordan öne çıkan kısımlar şöyledi;
İş cinayetlerinde hayatını kaybeden 1736 işçinin;
-115’i kadın, 1621’i erkek işçi…
-29’u 15 yaş altında olmak üzere 67’si çocuk işçi…
-Çoğunluğu Suriyeli ve Afganistanlı olmak üzere 112’si göçmen/mülteci işçi…
-181 işçi İstanbul’da, 74 işçi İzmir’de, 72 işçi Antalya’da, 71 işçi Kocaeli’de, 66 işçi Bursa’da ve 56 işçi Ankara’da yaşamını yitirdi…
-İşçilerin 442’si tarım, 336’sı inşaat, 234’ü taşımacılık, 105’i belediye/genel işler, 104’ü ticaret/büro, 70’i metal, 63’ü madencilik ve 50’si enerji iş kolunda çalışıyordu…
-Ölüm nedenlerinin 392’si trafik/servis kazası, 285’i ezilme/göçük, 259’u yüksekten düşme, 202’si kalp krizi/beyin kanamasıydı.
İSİG kurulları, çalışan temsilciliği ve genel olarak sendikal örgütlenme üzerindeki baskıların ve grev yasaklarının sona erdirilmesi, özelde ve kamuda tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmesi, iş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasilerin yargılanması acil talepler olarak sıralandıktan sonra basın açıklaması sonlandırdı.