Sosyalist Mücadele insiyatifi, Kaldıraç, Hareketi, Devrimci Hareket, Partizan ,Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Toplumsal Özgürlük Partisi, Komünist Köz, Emekçi Hareket Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Partizan, Yeni Demokrat Gençlik, Sosyalist Emekçiler Partisi, İşçi Emekçi Birliği İzmir, Söz ve Eylem, İşçi Birlikleri Sendikası, ESP ve DKDER adına ortak açıklamada bulunan Sosyalist Mücadele İnisiyatifi üyesi Tuğçe Kızıldemir, 1 Mayıs'a katılanlara ilişkin İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın karalama ve itibarsızlaştırma çalışmalarına bizzat ilk ağızdan sözcülük ettiğini belirtti. 1 Mayıs'ın işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü olduğunu anımsatan Kızıldemir, "Gayri meşru olarak Taksim'i işçi sınıfına kapatan, sözde yasaklayan siyasi iktidarın ve bekçiliğini yaptığı burjuvazinin korkusu elbette anlaşılırdır. İşçi sınıfının alın terine göz diken, günden güne kursağındaki lokmayı daha da küçültmeye çalışan doymak bilmez burjuvazi, payandası siyasi iktidar eliyle sömürü düzenini meşrulaştırmak ve derinleştirmek için her türlü işçi düşmanı politikaları, yasakları, grev yasaklarını devreye sokmaya devam ediyor" dedi. 

Milyonlarca emekçinin kölelik ücretine mahkum edildiğini belirten Kızıldemir, günde yaklaşık 8 işçinin katledildiğini, patronların kar oranlarının astronomik oranlarda arttırdığını söyledi. Siyasi iktidar temsilcilerinin ise sarayda sefa sürmeye devam ettiğini vurgulayan Kızıldemir, "İşte kendileri için sefa ve şatafat; milyonlarca emekçi için sefalet, yoksulluk, kölelik ve ölüm anlamına gelen bu sömürü düzenine karşı, işçi sınıfı için tarihsel olarak 1 Mayıs Mücadele gününün simgesi Taksim'dir. Ortada bir suç ve gayrimeşru tutum varsa bu da siyasi iktidarın işçi sınıfının kazanımı, tarihi, onuru ve iradesi olan Taksim'i yasaklamasıdır. Taksim yasağı halka, emeğe, doğaya, yaşama savaş açmış iktidarın insanca yaşama talebi olan milyonlarca emekçiye verdiği bir gözdağıdır. Sosyalistler olarak diyoruz ki, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüme iradesi suç değildir" diye konuştu.