Hayatın Sesi Televizyonu dahil 20'yi aşkın televizyon ve radyonun yayınları dün akşam saatleri itibariyle durduruldu. Medyaya yönelik karartma İzmit ve Gebze'de de protesto edildi.

İzmit ve  Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Hayatın Sesi Televizyonu Kocaeli muhabirleri tarafından yapılan açıklama, öncesinde Sabri Yalım (İnsan Hakları) Parkı'nda gerçekleştirilmek istenmiş ancak İzmit Kaymakamlığınca engellenmişti. Bunun üzerine Eğitim Sen binasında basın toplantısı düzenlendi.

TGS Kocaeli Temsilcisi Caner Aktan muhalif gazete ve televizyonların kapatılmasının kabul edilebilir olmadığını vurguladı. Kendisinin de mağdur bir gazeteci olduğunu belirten Aktan, "Basın özgürlüğü artık iktidarın iki dudağı arasında, bu son süreçte onu görüyoruz. İktidarın dışında olan herkesin muhalif durumda kaldığını görüyoruz. Ama bu durum kabul edilebilir değil" dedi.

TGS Kocaeli Temsilcisi Caner Aktan'ın açıklamasının ardından açıklamayı okuyan Hayatın Sesi Televizyonu Kocaeli Muhabiri Arzu Erkan, Hayatın Sesi'nin gücünü işçi sınıfının örgütlü mücadelesinden aldığını belirterek, "Hayatın Sesi bu ülkede ulusal olarak yayın yapan tek işçi televizyonudur. Gücünü işçi sınıfından, onun örgütlü mücadelesinden almaktadır. Siz hiç sabahın altısında işçi duraklarında işçilere mikrofon uzatan bir televizyon kanalı gördünüz mü? Ya da bir işçi direnişinde, grevinde işçilerle birlikte direniş çadırında sabahlayan bir televizyon kanalına denk geldiniz mi? İşte Hayatın Sesi tam da bu nedenle karartılmıştır. Kısılan esas olarak işçi sınıfımızın sesidir. Bu ağır sansür uygulaması karşısında yapılması gerekense işçi ve emekçilerin kendi birikimleriyle kurulan televizyon kanallarına sahip çıkmaktır" dedi.

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNMAK VE KAZANMAK İÇİN MÜCADELEYE'

Bir süredir Hükümetin RTÜK aracılığıyla Hayatın Sesi'ne yönelik para cezaları ve idari cezalarla bir baskı süreci işlettiğini belirten Erkan, "Son 3 ay içerisinde 4 kez para cezası, 4 kez de uyarı cezası olmak üzere televizyonumuza 8 ceza verildi. Bu cezaların yayın durdurma ve televizyonumuzu tümden kapatmaya yönelik adımlar olduğunu ifade etmiştik. Şimdi, Hükümet, RTÜK’ü bile beklemeden, OHAL ve KHK düzenine dayanarak televizyonumuzun yayını durdurdu. Hayatın Sesi, sermayeye karşı işçi ve emekçilerin, gerici dayatmalara karşı laikliğin, savaştan nemalananlara karşı barışın, bütün ezilen ve sömürülen halkların sesidir. Hükümet, bu sese düşman olduğunu ilan etmiştir.  Bütün bu cezalandırma sürecinde daha önce de söylediğimiz sözün arkasındayız: Hayatın önünde duramazsınız. Tek sese biat etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Bu kapatma kararını işçi sınıfı, emekçi halk, demokrasi ve emek güçlerinin ortak mücadelesi ile geri aldıracaklarını belirten Erkan, "Milyonerlerin değil, milyonların sesi olan televizyon kanalları, basın organları, milyonerlerin iktidarları tarafından susturulamaz. Sermaye iktidarları geçicidir. Kalıcı olan halklardır ve onların sesi olanlardır. Bu sansüre karşı halkın haber alma hakkını savunmak, basın özgürlüğünün kazanılması bakımından da hayati önemdedir. Bütün Emek Demokrasi ve Barış güçlerini, bu ihlale itiraz etmeye, demokrasi mücadelesinin bir parçası olan basın-ifade özgürlüğünü savunmak ve kazanmak için mücadeleye çağırıyoruz" dedi.

Basın açıklamasına; DİSK, KESK, TMMOB, Kocaeli Tabip Odası, TOMİS, HDP, EMEP, ÖDP, KP, Halkevleri, Kocaeli Dersimliler Derneği ve metal direnişine katılmış işçiler destek verdi.