
ERKAN SOYLU
Net Haber Ajansı
Eğitim Sen İzmir Şubeleri, norm fazlası resen atamalara tepki göstermek için basın açıklaması düzenledi. İzmir il Milli Eğitim Bakanlığı önünde düzenlenen açıklamada sıklıkla “Resen atamalar sürgündür”, “Karanlığa teslim olmayacağız” sloganları atıldı.

Basın metnini Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Zeliha Danyeli okudu. Açıklamada resen atamaların iptal edilmesi talep edildi.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) plansız ve öngörüsüz politikalarıyla eğitim sisteminde yeni mağduriyetler yaratıldığını belirten Danyeli, “Norm Kadro yönetmeliği, okulunda çalışan öğretmeni bir anda ihtiyaç fazlası durumuna düşürmekte; atama yönetmeliği ile de öğretmen ikametgahından uzak yerlere resen atanabilmektedir. Bu durum özellikle büyükşehirlerde öğretmenleri tedirgin etmektedir” dedi.

“MEB’in yıllardır sorun üreten norm kadro uygulamaları, azalan öğrenci sayıları, kapanan okullar ve plansız atama süreçleri nedeniyle binlerce öğretmeni fazlalık olarak etiketlemektedir. Bu uygulamalar yüzlerce kilometre uzaktaki bölgelere adeta sürgün anlamına gelmektedir. Sonuç olarak öğretmenlerin mevcut düzenleri altüst edilmekte, aile yaşamları sarsılmakta, çocukları eğitim ve bakım süreçlerinde ciddi zorluklarla karşılaşmakta, meslektaşlarımız ise ağır bir maddi ve psikolojik çöküşün eşiğine sürüklenmektedir” diyen Danyeli, bu yılı içinde şeffaf ve zamanında yapılmayan norm kadro güncellemelerinin binlerce öğretmeni mağdur ettiğini, kimi öğretmenlerin norm fazlası ilan edilerek resen atamalara maruz bırakıldığını, kimi öğretmenlerin ise sınıfların keyfi şekilde birleştirilmesi sonucu norm fazlası haline geldiğini vurguladı.

Danyeli açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Bu uygulamalar sadece öğretmenleri değil, doğrudan öğrencileri de olumsuz etkilemektedir. Kalabalık sınıflar, ikili eğitim uygulamaları ve sürekli değişen öğretmenler pedagojik açıdan sağlıklı bir eğitim ortamını imkânsız hale getirmektedir. Öğrencilerin öğrenme süreçleri sekteye uğramakta, çocuklar nitelikli eğitim hakkından mahrum bırakılmaktadır.
Eğitim, plansızlığın ve keyfi uygulamaların değil; kamusal, bilimsel, pedagojik ilkeler doğrultusunda yürütülmelidir. Öğretmenlerin insanca yaşam ve çalışma hakkının gasp edilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir.
Sendikamız Eğitim Sen, sürecin en başından beri konunun takipçisi olmuş, yetkililerle sayısız görüşme gerçekleştirmiş ve bu hukuksuz uygulamanın durdurulması için her türlü girişimde bulunmuştur. Ancak gelinen noktada görülmektedir ki, Milli Eğitim Bakanlığı bu haklı taleplere kulak tıkamakta ve yaşanan mağduriyetleri görmezden gelmektedir.
Eğitim Sen olarak MEB'i bir kez daha uyarıyoruz:
Öğretmen istihdamı bilimsel planlamaya dayandırılmalıdır.
Norm kadro hesaplamaları şeffaf, adil ve öğretmenlerin yaşam koşullarını gözeten bir yaklaşımla yeniden düzenlenmelidir.
Mazeret durumu ve öğretmenlerin yaşam hakkı göz ardı edilmeden çözümler üretilmelidir.
Dağınık ve birbirine uzak mesafedeki ilçelerin bir araya getirilmesi sonucu oluşturulan ilçe grupları yeniden düzenlenmelidir.
Eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılarak yeni derslik yapımına hız verilmesidir.
Sınıfların birleştirilmesi politikalarına son verilmeli, sınıf mevcudu 30'un altına düşen sınıfları birleştirmek yerine, sınıf mevcutları OECD ortalaması olan 21'e düşürülerek, sınıf birleştirmeleri sonucunda norm fazlası haline getirilen öğretmenlerin yaşadıkları mağduriyete son verilmelidir.
Atamalarda öğretmenlerin aile durumları ve çocuklarının eğitim ihtiyaçları öncelikli olarak dikkate alınmalıdır.
Norm fazlası öğretmenler, öncelikle kadrolarının bulunduğu ilçede değerlendirilmelidir.
Bulundukları illerde norm fazlası olan sözleşmeli öğretmenler il dışına gönderilmemelidir.
Öğrenci sayısı ne olursa olsun her okula Psikolojik Danışman/ Rehber Öğretmen normu verilmesi için yönetmelik değişikliği acilen yapılmalıdır.
Atama süreçlerinden olumsuz etkilenen öğretmenlere yönelik psikolojik ve maddi destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.
Öğretmenleri 'fazlalık' olarak görmek yerine onların değerini bilmek ve hak ettikleri saygıyı göstermek, başta siyasi iktidar ve MEB olmak üzere, herkesin ortak sorumluluğudur. Aksi halde eğitim sistemi telafisi zor bir çöküşe sürüklenecektir. 'Nitelikli eğitim, nitelikli öğretmenle mümkündür' anlayışı dikkate alınmalı; öğretmenlerin mesleklerini sağlıklı ve güvenli ortamlarda icra etmeleri için gerekli adımlar derhal atılmalıdır.
MEB'in ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin plansızlığının sorumlusu öğretmenler değildir. Öğretmenlerin kendi istekleri dışında mevcut iş yerlerinden koparılarak, ikametgâhlarından uzak yerlere resen atanması uygulaması derhal iptal edilmelidir. Bu konuda yeni mağduriyetler yaşanmaması için resen atama kararları gözden geçirilmelidir.
Eğitim Sen olarak, norm fazlası ilan edilerek adeta sürgün gibi uygulamalarla yerleri değiştirilen tüm meslektaşlarımızın yanında, onlarla dayanışma içinde olduğumuzu ve bu adaletsizliğe karşı sonuç alıncaya kadar mücadele edeceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz."
