KHK ile işinden atıldığı için yaklaşık dört yıldır önce Bakırköy, Kadıköy ve Kartal Meyda’nında, 23 Temmuz 2018'den itibaren ise her hafta Bakırköy meydanında Selvi Polat ile birlikte  ‘OHAL komisyonu kapatılsın ve KHK’lar iptal edilsin’ eylemine devam eden öğretmen Nursel  Tanrıverdi dört yıllık direniş sürecini anlattı.

………

7 Şubat 2017'de yayımlanan bir KHK ile haksız ve hukuksuzca işimizden atıldık. Öğretmenlerin ve akademisyenlerin yoğunlukta olduğu bir KHK idi. Direnmemekte ısrar eden, süreci sessiz kalarak atlatabileceğini düşünen KESK yöneticilerine rağmen sendikada bir araya gelen 50-60 civarında KHK'lı olarak KESK İstanbul Şubeler Platformu'na direnmek istediğimizi, karar almasını gerektiğini ifade edip ısrar ettik. Yöneticiler üzerindeki demokratik baskımız sonuç verdi. 20 Şubat 2017'de Bakırköy, Kadıköy ve Kartal Meydanlarında haftanın 4 günü İşimizi Geri İstiyoruz direnişi başlattık. 3 saat oturma eylemi, bildiri dağıtımı, imza masası açma şeklinde devam eden direnişte geri kalan günlerde iş yerlerimizin önünde açıklamalar yaptık. Her ay topladığımız imzaları Valiliğe gidip verdik. Valilik önünde de 1 saat oturma eylemi yaptık. 70 bin imza toplayıp valiliğe teslim ettik. 1 Mayıs, 8 Mart, 2 Temmuz gibi günlerde alanlarda  etkinlik yaptık. Nuriye ve Semih'in açlık grevinin 55.ve 62.günlerinde Kartal ve Bakırköy Meydanlarında ihraç kamu emekçileri imzasıyla 24 saat açlık grevi yaptık. Bu süreç içerisinde polis sadece 8 Nisan 2017'de Bakırköy'e saldırdı. 16 arkadaşımız gözaltına alındı. Arkadaşlarımız serbest kalana kadar alanda oturacağımızı beyan ettik. Akşam serbest bırakıldık. 

1 Haziran 2018'de Bakırköy Meydanındaki AKP standından polisler aranarak şikayet edildik. Seçim stantlarını bahane eden polisin alanlara sistematik saldırısı başladı. Yaklaşık 2 hafta boyunca 3 alana da saldırı oldu. Her seferinde Vatan Emniyete götürüldük. 4'er gün tutulduk. Araç içinde dayak, parmak izi işkencesi, çıplak arama işkencesine uğradık. Bu saldırılara zaten isteksiz olan ve direniş boyunca destek vermeyip sürekli Direnişi bitirmek isteyen sendika direnemedi direnişten imzasını çekti. 

BİZ BİTTİ DEMEDEN DİRENİŞ BİTMEZ

Bakırköy direnişinin 2.evresi biz bitti demeden bu direniş bitmez diyerek 72.haftada 2 öğretmenin 23 Temmuz 2018'de alana çıkmasıyla başladı. Yoğun bir polis ablukası altında başlayan direnişte 74.haftada alana 200 m. yaklaşmama yasağı aldık. Yasağı tanımadığımızı ifade ederek alana gittik ve mahkeme kararına uymadığımız gerekçesiyle 76.haftada tutuklandık. 16 günlük tutsaklıktan sonra serbest kaldık, direniş devam etti. Biz tutsakken arkadaşlarımız alana çıkmaya devam etti. Onlar da alana yaklaşmama yasakları aldılar. Haklarında davalar açıldı. Yaklaşık 9 ay boyunca 5 kez tutuklandık. Tutuklamaların 2 si alan yasağı geri kalan 3 ü tamamen keyfi idi. Yere oturduğumuz için tutuklandık. Toplamda 3,5 ay hapis yattık. Her seferinde 1 saatlik havalandırma hakkının olduğu bir hücrede kaldık. Hakkımızda sürekli 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefetten davalar açıldı. Öyle ki hapishanede kalırken de davalar devam ettiğinden haftada 2 ya da 3 kez adliyeye gidip beraat edip tekrar hapishaneye döndük. Yaklaşık 80'e yakın davadan 60'a yakınından beraat ettik. Geri kalanından kovuşturmaya yer yoktur kararı aldık. Sayısız adli kontrol aldık.( İmza ve yurtdışı yasağı gibi) Hepsi kalktı.

9 ay boyunca 1 gece nezarethanede kalıp mahkemeye çıkarıldık. Bu tutuklama terörü ısrarımız ve sahiplenmeyle son bulduktan sonra bir süre kadar akşam savcının önüne çıktık, bir süre sonra karakoldan serbest kaldık.

HER HAFTA EYLEM HER HAFTA GÖZALTI 

Bu ocak ayından itibaren de gözaltına alınıp hastaneye götürülüp Kabahatler kanunundan işlem yapıp bırakılıyorum. Gerekçe olarak Bakırköy Kaymakamlığının yasağı gösteriliyor. Yasak kararına karşı Kaymakam hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Yasak basın açıklaması yapılabilir, bildiri dağıtılabilir ama oturma eylemi yapılamaz şeklinde. 

NİSAN AYINDAN İTİBAREN PANDEMİ ARASI

Nisan ayından bu yana pandemi gerekçesiyle oturma eylemi yapmıyoruz. Her pazartesi saat 14.00-14.30 arası bildiri dağıtıp basın açıklaması yapıyoruz, gözaltı olmuyor.

Bu süreç içerisinde polis  benim sol kolumu kırdı Ankara'daki OHAL Komisyonu önündeki eylem sırasında. Selvi Polat'ın ise Bakırköy'de kuyruk sokumu kemiğini kırdı. O, eyleme çıkamıyor artık. Çünkü en ufak bir darp aldığında felç kalma riski var.

OHAL KOMİSYONU KAPATILSIN VE KHK LAR İPTAL EDİLSİN

4 yıla yaklaşan  direnişimizde ısrarımız hiç bitmedi. Kendi işimizi isterken adalet isteyen herkesin sesi olduk. Açıklamalarımızı bunun üstüne yaptık. Talebimiz değişmedi: OHAL komisyonu kapatılsın ve KHK lar iptal edilsin.