Kültür

"O, savaşların, salgınların, ölümlerin, katliam ve sürgünlerin karmaşasında yeşeren yaşam direnci"

“Göynüklü Fatma, savaşların, salgınların, ölümlerin, katliam ve sürgünlerin karmaşasında yeşeren yaşam direncinin ve “her şeyi aklayan” ama bir o kadar zor bir aşkın kahramanı”

15 Kasım 2019 Saat: 13:12
"O, savaşların, salgınların, ölümlerin, katliam ve sürgünlerin karmaşasında yeşeren yaşam direnci"
"O, savaşların, salgınların, ölümlerin, katliam ve sürgünlerin karmaşasında yeşeren yaşam direnci"

Bilim ve gelecek Kitaplığı yayınevi tarafından Özlem Eren’in ilk kitabı yayınlandı. Gerçek yaşanmış bir hikayeden yola çıkarak romanlaştırdığı kitabının heycanını yaşayan ve okuyucunun ilgisini çekeceğini söyleyen Özlem Eren şunları dile getirdi: 

Özlem Eren

"Hemheme, benim için bir kök yolculuğuydu... Bir arayıştı, gerçek ve düş dünyamdaki kadınları arama yolculuklarımdan biriydi. Sanırım kendime de bir kapı araladım. Göynüklü Fatma hanım, biricik yaşamını biriktire biriktire, akıta akıta yazmış, beni bulun dercesine… Ben onu buldum. 

O, savaşların, salgınların, ölümlerin, katliam ve sürgünlerin karmaşasında yeşeren yaşam direncinin ve “her şeyi aklayan” ama bir o kadar zor bir aşkın kahramanıydı.

Onun isyan ve kabulleri ; bazen bir “aslan bağırması, bazen ise çınar yapraklarının arasından süzülen rüzgarın sesiydi”. Hemheme’ydi…"

Göynüklü Fatma

Bilim ve Gelecek Kitaplığı ise, Hemheme romanın insan beynine yerleştirircesini bir özetini verip şöyle diyor: 

Göynüklü Fatma… Bir Anadolu kadını… 20. yüzyılın başında doğmuş, çocukluğu ve gençliği bütün dünyanın karmakarışık olduğu, Anadolu’nun da bu karmaşanın göbeğinde bulunduğu bir dönemde geçmiş. Birinci Dünya Savaşı, 600 yıllık bir imparatorluğun yıkılışı, bu yıkımın içinden yeni bir cumhuriyetin doğuşu… Savaşlar, işgaller, ölümler, katliamlar, sürgünler, salgın hastalıklar, kayıp üstüne kayıplar… Bin bir türlü acı. Fakat bunca acının ve yıkımın içinde yine de yeşeren yaşam direnci, çocuk saflığı, gençlik kıpırtısı, tüm tutku, hüzün ve hınzırlıklarıyla aşk…

Bütün bunlar bize çok olağanüstü geliyor ama o dönemde yaşamış herkesin benzer öyküleri vardır. Herkes, az ya da çok etkilenmiştir bu karmaşadan. Ama Fatma Hanım’ın çoğu benzerinden bir farkı var; bu kitap da o sayede ortaya çıkmış zaten. Anılarını yazmış. Defterler doldurmuş, yazmış da yazmış… Eski Türkçeyle… Sayfalar dolusu içini dökmüş. İşte bu, herkesin yaptığı bir şey değil.

Göynüklü Fatma'nın sandıklarda sakladığı notları

Bu defterler yıllar boyu sandıklarda, çekmecelerde kaldıktan sonra sonunda Özlem Eren’in eline geçmiş. Tesadüf değil elbet. Fatma Helvacıoğlu, Özlem Eren’in halası. Kıymetini bilebilecek bir adrese gitmiş defterler. Eren, bir araştırmacı gazeteci. Bu anı defterleri ciddi bir araştırma gerektiriyor; olayların geçtiği mekânları tanımak, tarihlerini araştırmak… Eren bu meşakkatli işi becermiş. Bununla da yetinmemiş, anılara bir edebiyat estetiği de katmış. Anılara sadık kalarak onları bir roman haline getirmiş.

Bilim ve Gelecek Kitaplığı’nın yeni kitabı Hemheme, hepimizin kök yolculuğu aslında. Türkiye insanının, bu topraklarda yeşeren tüm dalların köklerinden biri…

Hemheme yayınevi tarfından okuyuculara sunulurken, yakında kitaevlerinin raflarında da yerini alacak.

Öte yandan Hemheme yayınevinin sitesinin yanısıra pandora, kidega vb sitelerde de okuyucuya sunuldu.

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız