Güncel

OF TA BALIKÇILAR KAFES BALIK PROJESİNİ PROTESTO ETTİ

Of’lu Balıkçılar Kuzuoğlu’na Rest Çekti, “Sakin Ola Burada Kafes Yapmaya Kalkma Denizde Karada Seni Her Yerde Durdururuz.

7 Eylül 2025 Saat: 20:04
OF TA BALIKÇILAR KAFES BALIK PROJESİNİ PROTESTO ETTİ
OF TA BALIKÇILAR KAFES BALIK PROJESİNİ PROTESTO ETTİ

TRABZON


Haber/foto: RİZENİN SESİ

https://rizeninsesi.com


Rize’nin Pazar ilçesinde Kuzuoğlu Grup ile Günvak 1 ve Günvak 2 firmalarının kurmak istediği kafes tipi balık çiftlikleri projesine karşı direniş büyüyor. Pazar’daki balıkçı köyünde, halk ve balıkçılar liman girişinde kurdukları direniş çadırında başlattıkları oturma eylemi 11’inci gününe girerken, Trabzon’un Of ilçesinde de aynı şirketlerin kafes tipi balık projesi kurma girişimi üzerine halk ve balıkçılar basın açıklaması yaparak projeyi protesto etti.

Protestoya CHP Rize Milletvekili Ocaklı, CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, CHP Of İlçe Başkanı Fahri Kaptanoğlu, Of Folklor Derneği üyeleri, aynı zamanda muhtar olan Pazar Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İsmail Hakkı Kambay ile balıkçılar ve yurttaşlar katıldı.

“Ganita direniyor hâlâ gençlik aşklarıma”

Basın açıklaması öncesi Of Folklor derneği üyesi Kadriye Terzioğlu, Trabzon adlı şiiri seslendirdi:

“Malımız değil, canımızdır, Ganita direniyor hâlâ gençlik aşklarıma ki , o dağdan denize bir kutsal kayalıktır. Toprakla, kayalarla örttüler martıları. Denizi de yolladılar Trabzon’dan uzağa. Bana şimdi çocukluğumu kim hatırlatır? Trabzon’a denizi çok gördüler. Söndürdüler dalgaları ufukta. Faroz’dan Yoroz Burnu’na gençliğimi yalı yalı gömdüler. Oh, lacivert yüzlü uşaklar da gitti”

“Karadeniz, tarihte hiç olmadığı kadar saldırı altında”

Of’ta Ahmet Saral 25 yıldır balıkçılık yaptığını belirten Ahmet Saral, şöyle konuştu:

Yaklaşık 25 yıldır balıkçılık yapıyorum. Denizimizin 25 yıl içerisinde neredeyse tükenmiş hale geldiğini yavaş yavaş her yıl içinde görüyoruz. Bin yıllardır kıyılarda yaşayan insanları besleyen Karadeniz, tarihte hiç olmadığı kadar saldırı altında. Peş peşe gelen saldırılar bizleri ve tüm canlı yaşamı besleyen denizimizi ölüm denizi haline getiriyor. İlk olarak Karadeniz sahil yolu projesi ile başladılar. Doğal yaşamı canlı kılan kıyılar doldurularak balıkların beslenme ve yumurtlama alanları yok edildi. Sesimiz çıkmadı, kör ve sağır olduk. HES projeleriyle ikinci bir darbeyi vurdular. HES’ler, derelerin denizlere taşıdığı alüvyonları tutsak etti. Dereler kurumaya yüz tuttu. Bu kıyı, derelerin denizlere taşıdığı balıklara yem olarak sunduğu canlı türlerini de yok etti. Ve hepimiz biliyoruz ki bir dönem Karadeniz, Avrupa’nın kimyasal atıklarının boca edildiği çöplüğe dönüştürülmüştü. Burada iki tane resim paylaştım. Bu resimler bugün çekildi. Bu ağı, denizin 90 metre derinliğinden aldık. Bu ağ tamamen sanki petrole bulanmış gibiydi. 2021’de bu balığı tuttum. Birkaç tane daha vardı, onların resimlerini bulamadım. Kafasında plastik bir kelepçe var. Tüm bu saldırılara karşı güçlü bir ses çıkaramadık. Hepimizi karşılıksız bakıp besleyen denizimizin sessiz imdat çağrılarına gözümüzü kapattık ve vicdanımızı kapattık.
Şimdi ise Avrupa’nın yasakladığı kafes balıkçılığı ile yeni bir saldırı başlatıldı. Karadeniz’in neredeyse tüm kıyıları kafes balıkçılığı yapan işletmelere ihale edildi ve kafes balıkçılığı kanser hücreleri gibi Karadeniz’i sardı.

“Binlerce yıldır hepimizi bakıp besleyen denizimizi size vermeyeceğiz”

Kafes balıkçılığı, Karadeniz’in doğal yaşamını en çok tehdit eden saldırıların başında geliyor. Tüm doğal avlanma alanlarına yapılan kafeslerde toplanan suni balıklar GDO’lu yemlerle büyütülüyor. Yani mısır ve soya ile büyütülüyor. Bu balıklara da çoğu zaman hastalıklara karşı antibiyotik veriliyor. Karadeniz’de geçimini sadece balıkçılıktan sağlayan 20 bin insan var. Henüz gün ağırmadan denize çıkan, soğuğa, yağmura, aniden bastıran fırtınaya rağmen bin bir cefa ile avlanıp ekmeğini çıkartan bu insanlar yok sayılmaktadır. Bilinsin isterim. Biz balıkçılar şayet kafeslere izin verirsek avlanacak alan dahi bulamayacağız. Çünkü biliyoruz ki kafeslerin 200 metre çevresine dahi yaklaşmamız yasaklanacaktır. Sizler çok iyi bilin ki şayet kafes balıkçılığına izin verirsek, çok yakında denizden soframıza gelen balıkları bulamaz olacağız. Kafes balıkçılığına hayır diyoruz. Binlerce yıldır hepimizi bakıp besleyen denizimizi size vermeyeceğiz” dedi

Balıkçı bir yurttaş ise, “Hastalıklı balıklar iç piyasaya satılıyor. Sağlıklı balıklar Avrupa’ya satılıyor. Efendim, vatandaşların bilgisine”

“Artık her taraf kafeslerle donatıldı. Yeter artık. Nereye kadar bu iş gidecek?”

Of’lu balıkçılara destek veren, Pazar Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı muhtar İsmail Hakkı Kambay, “öncelikle buna bir dur denilmesi gerektiğine inanıyorum. Neden dur diyelim? Artık her taraf kafeslerle donatıldı. Yeter artık. Nereye kadar bu iş gidecek? Öncelikle geçimini denizden sağlayan iyi balıkçılarımız ve gir gir tabir edilen büyük balıkçılarımızın avlanma sahasının daraldığını hepimiz şahit oluyoruz. Artık bu iş burada noktalansın. Trabzon’un bürokrasisi çok geniş. Vekilleri, bakanları çok fazla. Artık bunu bir üst makama ileterek bunların durdurulmasını istiyorum” dedi

Ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu olaya siyasi bakmıyoruz. Bir kere onu söyleyeyim. Bu bir alan savunması ve ekmek kavgasıdır. Onun üzerinden bazı değerlendirmeler yapalım.

“Dünyanın birçok ülkesinde kafes balıkçılık yasak”

CHP Rize Milletvekili Ocaklı da kafes balıkçılığının Arjantin, Kanada, İsveç, İngiltere, Danimarka ve ABD’nin birçok bölgesinde yasak olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:

“Of’ta 150 balıkçı geçimini balıkçılıktan sağladığını vurgulayan CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, “Dünya ülkelerinde Kafes balıkçılığı yasak Peki bizde ne oluyor? Karadeniz’de ise tamamen ihraç edilen, sadece bir şirketin kârı üzerine kurgulanmış olan bu ticaret metodu, insanların, balıkçıların ekmek teknelerini, denizlerdeki tarlalarının yok olmasına neden oluyor. Of’ta şu anda 150’ye yakın balıkçımız var. Eğer buralarda kafes balıkçılığı yapılırsa, bizim için geçinmek artık hayal olur diye kaygı içindeler. Buradan Türkiye’nin her yerinde yapılacak olan kafes balıkçılığı projelerinden vazgeçilmesini, bunun yerine balıkçılığın teşvik edilmesini, hatta bizim taahhüdümüzde bulunan bir Balıkçılık Bakanlığı eliyle güçlendirilmesini sağlamak üzere planlar yapmak lazım.
Bir şirketin kârını değil, burada yaşayan, buranın gerçek sahibi olan halkın çıkarlarını korumak gerekiyor. Biz de olası bir durum halinde Trabzon’a, Of’a ve her yere sahip çıkmaya hazırız” ifadelerini kullandı…

“Rize Valisi’nin kendi geçim kaynaklarını savunan insanlara “marjinal gruplar” diye hitap etmesi asla kabul edilebilir bir açıklama değildir”

Pazar’da kafes balık projelerine karşı 11 günden beri çadır kurarak direnen balıkçıları Rize valisi İhsan Selim Baydaş’ın “marjinaller” olarak nitelemesine de değinen milletvekili Tahsin Ocaklı, “Rize Pazar’da yapılmak istenen kafes balıkçılığı çok önemli. Özellikle buradan bir söylemiş olayım. Rize Valisi’nin kendi geçim kaynaklarını savunmak üzere olan insanlara “marjinal gruplar” diye hitap etmesi asla kabul edilebilir bir açıklama değildir. Oradaki insanlar, Pazar’ın balıkçı köyünün balıkçılık yapan insanlarıydı. Onları marjinal olarak kabul etmek, böyle bir beyanda bulunmak doğru değildir. Sayın Valinin neyi kastettiğini bilmiyorum. Marjinal grup olarak beni mi kastetti, başka birilerini mi kastetti bilmiyorum. Ama denizlerini savunmak, yaşam alanlarını savunmak herkesin anayasadan doğan hakkı ve ödevidir. Bu nedenle bu mücadele sürecek. Bu mücadelede Of’ta, Trabzon’da, Samsun’da, Ordu’da her yerde halkın yanında durmaya devam edeceğiz” dedi

“Yüksek vergi veriyor olabilir bunun bedeli olarak binlerce balıkçı ailesini yok etmek, binlerce insanın yaşam alanlarını yok etmek olmamalıdır”

2 gün önce Pazarlı balıkçılara görüşen Vali Baydaş’ın balıkçılara “ Kuzuoğlu Rize de en çok vergi veren iş adamıdır” değerlendirmesine de tepki gösteren Ocklı, “Ben kişinin verdiği verginin ahlaki olup olmadığına, çevreye ve ülkeme yarar sağlayıp sağlamadığına bakarım. Fazla yüksek vergi veriyor olabilir. Ama bunun bedeli olarak binlerce belki de balıkçı ailesini yok etmek, binlerce insanın yaşam alanlarını yok etmek, cilt hastalıklarına maruz kalmak, uçuş güvenliğini tehlikeye düşürmek gibi sonuçları kabul ederek eğer bu ülkede vergi yüksekliğinden söz edilecekse lazım değil öyle bir vergi. Biz vergi de veririz. Biz onun veremediği kadar vergi de veririz. Denizlerimizi de koruruz.

“Şirket sahibi şunu bilsin. “Siyasetçiler bana sahip çıkıyor, ben buraları yaparım” edasından vaz geçsin. Karşında Halk Var”

O şirket sahibi şunu bilsin. Önümde siyaset, arkamda siyaset, önümde proje diyerek “Siyasetçiler bana sahip çıkıyor, ben buraları yaparım” edasından vazgeçsin. Bir defa arkasında siyaset olabilir ama karşısında halk var. Halk var karşısında. Halka rağmen dünyanın hiçbir yerinde hiçbir şey yapılmaz. Bir halkın geçim kaynağı yok oluyorsa, o halk kendini savunma hakkından doğan cesaretle onların karşısında durur ve orayı yaptırmaz. Şu anda Karadeniz’deki durum budur. Balıkçı köyündeki durum budur. Sakın ola ki orada kimse öyle çiftlik mi yapmaya kalkmasın. Bütün bedenimizle, bütün varlığımızla, bütün halkımızla gideriz, onları durdururuz. Gayet basit. Denizde de durdururuz, karada da durdururuz, her yerde de durdururuz” ifadelerine yer verdi.

    

 

 


YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız