Kültür

Sezai Sarıoğlu: Onlar bizim biz onların eline büyüdük. Devrim bizi eşitledi...

Onlar bizim biz onların eline büyüdük. Devrim bizi eşitledi...

7 Haziran 2020 Saat: 23:42
Sezai Sarıoğlu: Onlar bizim biz onların eline büyüdük. Devrim bizi eşitledi...
Sezai Sarıoğlu: Onlar bizim biz onların eline büyüdük. Devrim bizi eşitledi...

SEZAİ SARIOĞLU

"ilk dansa devrimin ayağına bastık diye mi bunlar/ şiir okumak da şarkı şarkı söylemek de ayağa kalkma çağrısıdır / madem kalbimizin ve aklımızın sağlamasını yapacağız / yeni bir baş dönmesi tabusuz ve tapusuz aşklar gerek bize/ birbirimizin ayağına ve diline basmadan hayatla yeni bir dans şart"

Biz onları tanıdığımızda üşenmeden hem karadan denize hem denizden karaya açılırdık. Dahası gökyüzüne taş atıp altında bekleyen çocuklardık... O yıllarda akıntıya karşı yürek çekerdik. O yıllarda tümümüz sihirli bir sözcüğe sığardık: "Devrim." Komşu siyasetleri "yenmek" için başımızı güzel belalara sokan kitaplardan "alıntılar" ezberlerdik. O yıllarda her cümlemizin, her adımımız Devrimi yakına çağırmak ve getirmek içindi. O yıllarda, sözcüklerle yangın çıkaran, Devrim'i dokunacak kadar yakına getiren ajitatörlerimiz vardı. Uzaklara bakardık, ama o "güzel günlerin" içinde ne olduğunu pek de bilmezdik.

Kıymetinden sual olunmaz Şenol'u tanıyalı kırk yılı aşkın zaman geçti. O, bizim elimizde ve evimizde büyüyen asi ve aksi çocuklardan... Ama "biz de onların ellerinde büyüdük" demezsek tarih ve hatırlı hatıralar çarpar bizi. Velhasıl, teori sekerekten, pratik dizerekten birlikte büyüdük, nice badireler atlatıp, "zorun sıratları"ndan geçip geldik bu güne... Teoride doğru söyleyip pratikte mi, pratikte doğru yapıp teoride mi şaştık, bu soruyu tarih cevaplasın...

Ben hep duyarım, kulağım duymazsa kalbimle duyarım. Duydum ki Şenol'un doğum günü imiş. Birkaç cümleyle onu özetlemek cezasına çarptırılsam, güne şu cümleleri not düşerdim: Dönmeyi unutan, aklına gelince yanlış dönen dünyada, yanlış yaşayan ve yanlış yaşlanan dünyalılar arasında "içi" olan insanlardan biridir Şenol. Kucakladığımızda içi olanlar o kadar azaldı ki? Kucakladığımızda içini hissettiğimiz, bereketi kaçmasın diye saymadıklarımızdan...

Tarihte bazı insanlar iz, bazı insanlar "toz" bırakır. Aslolan iz bırakmaktır ve o, abartısız iz bırakanlardandır. Bunca yenilgiye ve yanılgıya rağmen teorik ve politik "çok bilmişligin kol gezdiği siyaset bahsinde, "alçak gönüllülük" örneğidir. Dahası, "Bunca okumamaya nasıl vakit bulabiliyoruz" çağında az sayıda "okuryaşar"lardandır... "Ego merkezli" değil "eko merkezli" iz bırakanlardandır. Udu, şarkıları ve anlattığı hikâyeler dahil bizzat hayatıyla mütevazı ve kıymetli bir izdir bu.

Devlete yenilenlerin birbirlerine devlet olup birbirlerini yenmeye çalıştıkları bizim mahallede Şenol, herkese şarkı ve iyilik olmaya çalışan aşkıyalardan. Ez cümle; bu dünyaya "fazla iyidir", yıllar sonrasının aşkıyasıdır. Hiç abartısız, en iyi kalplilerimizdendir. Mecaza sığınıp söylersem; bir tür "Devrimci Kızılay..." İyi kalpli kırmızı, külüne küsmeyen köz...

Kalben ve lisanen kalbimden dilime, dilimden yazıya dökülen budur... Kabul buyursun...
Yeni yaşı da yeni kendi de yakışacak ona...

Fotoğraf. Mardin, Marangozlar Kahvesi

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız