Bitmeyen Yolculuk...

25 Haziran 2017 Saat: 00:46

VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ

https://www.youtube.com/watch?v=ZorWqSJCb8o

Şarkıcı/öğretmen, Murat YAMANDIR… Uzun yıllarını müziğe adayan, ilk albümü Solgun Menekşe’yle dinleyicilerinin karşısına çıkan Murat Yamandır ile müzik yolculuğunu konuştuk.

Sevgili Murat YAMANDIR, biz seni albüm yapmadan önce de tanıyorduk ama biraz daha başlara, yani müzik yolculuğunun başlarına gitsek; okurlarımıza neler anlatabilirsin?

Evet, bitmeyen bir yolculuk müzik. Hayata geldiğimiz andan itibaren başlayan ve bu hayattan göçene kadar da devam eden soyut bir yolculuk. Ben hep şunu düşünürüm: Annemin güzel sesi olmasaydı? Söylediği ninniler, yaktığı ağıtlar, türküler? Yine de katılabilir miydim bu yolculuğa; bilemiyorum. Her insan, birçok yetenekle dünyaya geliyor. Uygun ortam bulanlar yeteneklerini parlatıyor, bulamayanlar maalesef sıradanlaşıyor. Annemin varlığı, tek başına bana uygun bir ortam oluşturdu ama ilk parlamam lise yıllarımda oldu diyebilirim. Müzik öğretmenim Levhi Yılmaz sağ olsun, bize lise bitene kadar mandolin çaldırdı ki benim akademik olarak ilk müzik eğitimim mandolin üzerine oldu. 

Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümünden mezunum. Eyüp/İstanbul’da bir lisede müzik öğretmenliği yapıyorum. Çukurova’da doğdum, 20 yaşıma kadar orada büyüdüm. 1970 doğumlu, evli ve bir kız babasıyım. İstanbul’a ilk kez, üniversiteyi kazanarak geldim.

Müzik öğretmeninin yönlendirmesiyle mi müzik öğretmeni oldun?

Hayır, tarih öğretmenimin yönlendirmesiyle oldu. Ama müzik öğretmenim Levhi hocanın da sınava dönük yardımları oldu. Bir gün; Şener Hoca’nın elinde okulun bahçesinde bağlama gördüm, çok ilgimi çekti. Ben de çalmayı denedim, olur dedim bu iş. İlgilendi benimle. Ama bağlamam yoktu, bağlama alacak para da öyle. Çok kötü bir duygu. Ödünç alınmış, kırık dökük bağlamalarla yürür mü iş? Yürümedi tabii ki. Süreci uzattı. Müzik öğretmenliği sınavlarına girmemi de o önerdi zaten. Sende iş var dedi. Konservatuvar ve müzik öğretmenliği hakkında bilgi verdi. Sağ olsun Şener Aksu, emekli oldu. Hala görüşürüz.

Aileniz sizi destekledi mi bu süreçte?

Yok, ailem desteklemedi. Klasik bir görüş vardır ya, müzik meslekten sayılmaz. Sırf kendimi ispat etmek için Trakya Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nü kazandım, gidip kaydımı yaptırdım. O yaz Marmara Üniversitesi’nde yetenek sınavlarına girip kazanınca ikna oldular, kaydımı yaptırdım.

Üniversiteden mezun olduktan sonra müzikle ilişkiniz nasıl devam etti?

Hemen öğretmenliğe başladım ama birçok nedenden dolayı öğrenciliğim uzun sürdü. Öğrencilikte başlayan süreç barlarda müzik yaparak geçti. 15-16 yıl boyunca çeşitli barlarda çaldım. Öğretmen olduktan sonra barlarda çalmayı çok istemediğimi fark ettim. Çok yorucu bir iş çünkü. Ada diye bir grubum vardı, 6-7 sene boyunca onlarla çalıp söyledim. Konserlerimiz de oldu, 1 Mayıs’larda, sendika gecelerinde, otizmli çocuklar yararına konserlerde de yer aldık. Grup üyelerinin hepsinin başka işleri de vardı aynı zamanda. Biri pazarlamacıydı, ikisi öğrenciydi, bir diğeri sınıf öğretmeniydi. Ben hem bağlama çalıyordum hem de solisttim grupta. Türkü ağırlıklı bir repertuarımız vardı.

Sonra albüm süreci başladı. 2012 de Solgun Menekşe albümü çıktı. Albüme adını veren şarkıya klip çektik.

Albüm beklentilerini karşıladı mı?

Beklentilerimle hemen hemen örtüştü aslında. Tanıtım kısmında bazı sıkıntılar yaşadım tabii ki. Daha geniş kitlelere, yaptığınız işi duyurmanızın bir bedeli var, o da para. Ulusal yayın yapan radyo ve televizyonlar, ciddi paralar istediler. Canımı sıkan başka bir konu, beni yıllarca türkü söyleyen biri olarak bilen insanlarda da bir tepki oluştu. Biz türkü söylemeni bekliyorduk, dediler. Pop-rock da nereden çıktı dediler. Kendi bestelerim dedim ben de.

Neden türkü değil, pop-rock albümü peki?

Kötü örnekler de var ama yine de türkülerin emin ellerde olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, türkü albümü yapmadım ama türkü söylemekten asla vazgeçmedim. Konserlerimde ya da davet edildiğim etkinliklerde bolca türkü söylüyorum. Bir de, beste yaptığımda benden böyle şarkılar çıkıyor. Türkü yapmaya çalışsam işin içinden çıkamazdım belki de. Böyle daha samimi oldu, daha çok içime sindi.

Albümdekiler ve albüm dışı şarkıların söz ve müziği size ait?

Evet, besteler için tabii ki evet. Ama sözlerin ortaya çıkmasında en büyük destekçilerim olan sevgili hayat arkadaşım/yoldaşım Jale ve biricik kızım Ada’nın katkılarını küçümseyemem. İlk onlar dinledikleri için yorum ve eleştiri haklarını sonuna kadar kullanıyorlar. Denetleme kurulu gibi iş görüyorlar vallaha.

İkinci albüm ne zaman?           

Albüm yapar mıyım bilemiyorum. İşler eskisi gibi yürümüyor artık. Dijital ortamlarda, sosyal medyada oldukça güzel ve önemsenecek bir hareketlilik var, oradan yürümeye çalışıyorum. Ankara katliamı için yaptığım “Bulutlara Sardım Seni” ve birkaç şarkıyı da albüme gereksinim duymadan evimde kurduğum stüdyoda kaydederek youtube de yayınladım mesela. Güzel de oldu.

Şimdiki hedefleriniz neler peki?

 Öğretmenlik çok güzel bir meslek, benim asıl işim bu. Bunun dışında müzik üretimim her koşulda davam edecek. Şarkıcı olarak ne kadar tanınırsam tanınayım emekli olana kadar öğretmenliği bırakmak istemiyorum. Gerçi emeklilik, son süreçte yaşadıklarımız yüzünden hayal gibi gelmeye başladı. Ne zaman kimin ihraç edileceği belli değil. Hal böyle olunca geleceğe dönük ciddi ve köklü planlamalar yapası gelmiyor insanın. Hem mesleki anlamda hem de kişisel üretimde bir enerji kaybı oluşuyor.

Bir taraftan yürümesi gereken bir evlilik ve babalık görevlerim var biliyorsunuz. Hepsi bir arada nasıl uygun bir şekilde giderse, öyle devam edecek işte…

Türkiye’de müzik, nereye gidiyor olabilir?

Bu, çok önemli ve hassas bir konu. Aynı zamanda çok geniş kapsamlı yanıtları olan bir soru. Müziğin içinden(üretici) bakılınca başka türlü, dışından (tüketici ) başka türlü cevapları var. Gerçekten söylenecek çok söz var ve burada hepsini söyleyemeyeceğimiz ortada sanırım?  Ama mademki sordunuz bir bakış açısı getirmek isterim kendimce.

Teknolojinin gelişimi ile beraber, müzik piyasasındaki bazı tekeller kırılıp dağıldılar, dersek yanlış olmaz sanırım. Benim şu an evimde oluşturduğum stüdyo mesela,  kendi müzik kayıtlarımı yapmama olanak sağlıyor ve bunu yapan müzisyenlerin sayısı gerçekten çok fazla. Ev stüdyosu artı sosyal medya desteği, ortaya çıkan her ürünü tüketicisiyle buluşturma noktasında ciddi bir potansiyele sahip. Bu durum ürün/sanat eseri maliyetini çok azaltıyor. Bu yönüyle bir yapım şirketine muhtaç olmaktan kurtuluyorsunuz.

Hiçbir dayatmaya baskıya maruz kalmadan müzik üretimi yapabilmek, aynı zamanda müziğin de özgürleşmesi anlamına gelir. Özgür müzik iyidir, bireysel farklılıkları ortaya çıkartır, toplumu bir arada tutar, farklı seslere saygıyı arttırır. Haa, yapılan müziklerin sanat değeri tartışılır mı? Evet, tartışılır. Çok güzel ve kaliteli ürünler var ama berbat sayılacak işlerin sayısı daha çok. Güzel de olsa çirkin de olsa, bunu sosyal medyada dinleyen insanlar, bir süzgeçten geçiriyorlar. Yani bir anlamda kalıcı olup olmaması teste tabi tutuluyor.

Tabii ki bir müzik öğretmeni olarak müzik eğitiminin önemini vurgulamam gerek. Hiç kimseyi belirli bir kalıba sokmadan ve seçenek sunarak yapılacak bir müzik eğitimi, güzel yapılmış bir eserin değerini de arttıracaktır. Çünkü eserde kalıcılığı sağlayan ikinci en büyük etken son tüketici yani içinde yaşadığımız toplumdur. Eğitim seviyesi yüksek toplum, kalite seviyesi yüksek müzik anlamına gelir.

Cumhuriyet öncesi ve cumhuriyetin ilk yıllarına da gitmek isterdim ama çok uzayacak. Batı uygarlığı tepeden, müziği şöyle yapacaksınız böyle yapmayacaksınız diye buyurmadığı için iyi ve güzel sonuçlar alıyor. Biz de(Türkiye Cumhuriyeti) öyle yapmalıyız ve herkese eşit koşullar sağlamalıyız. Gerisini sanatçıya/üreticiye bırakmalıyız. Ahmet Kaya’nın şarkısındaki gibi: “su akar yatağını bulur”

NET HABER AJANSI/nethaberajans1@gmail.com

VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ

https://www.youtube.com/watch?v=ZorWqSJCb8o

 

 

YORUMLAR

Bu Videoya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Videoyu Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız